Çarşamba, Şubat 27

Yapım aşaması... Bazısı sadece düşünce :)



Kalmış yünlerimi değerlenireceğim birşey buldum sonunda. herkesten kalmış yün bekliyorum benimkiler yetmicek bile :)
Öncelikle şu yatakörtüsü tabi. şimdilik bi bebek yatak örtüsü yapayım diyorum. inşlh azimliyim. 5 tane ponpon yapmış bulunmaktayım. geriside gelecek. en kısa zamanda göstericem inşlh battaniyemi. şu kapı şeysi de fena değil ama çocuklar koparırı bunları :) çok kullanışlı değil..
Bu bebek odası halılarına da bayıldım. Fazlaca şeker olmuşlar. Abartıp ponpon işini yapsam süper olcak. ama kalanlarla başedilecek iş değil. rengarek yünler almam lazm...
bide ponponlarla hayvancıklar buldum (sabahnur duymasın) uğraşmaya gerek yok öle örmeye. ponponları birbirne yapıştırıver. :) iki göz bi ağız,iki de siyah ponpon kulak yerine, alsana fare :)

ponpon yapımı için şuraya ve buraya bakabilrsiniz.. ben buraya baktım,gerçi annemden öğrendiğimdi. yabancı sitelerde bu ponpon işi için bi alet de var ama biz onu kartondan yapanlardanız :) işte annemin yaptığı şekilde biraz ziyan olyor yün ama olsun güzel oldu :)

resim yerine ; (sağol mel aklıma gelmemişti)

Kimbilir kaç defa izledim. İlk zaman bi korku filmi izler gibi olmuştum ama sonradan yaşım büyüdükçe çok güldüm. Evlenmeleri, dönüştüğü yaratıklar, gerçi normal hali bile komik. şöyle bi bakındım da Michael Keaton'mış beterböcek.(1) şimdi bakınca hiç benzetemiyorum bile. Uzun zaman oldu izlemedim. Bence yeniden yayına konmalı,bizden sonra ki nesilde izlemeli. Ya hele şu küçük kafa çok komik :) 1988 de yapılmış. e tam benim çocukluğuma geliyor işte. hadi nolur gene yayınlansın.. ya da biz bulalım izleyelim. eski günleri yad edelim beterböcekle.(2) aklıma geldi hani bizde de çevrilen "ellere varda bize yokmii de bize de bize de bize de bize deeee.." bu şarkıyı söylüyorlardı bide. gerçek hali aklıma gelmedi.
Hadi izleyelim beterböceği(3) bigün nolur... :) 3ledim hadi gelse ya.. :p

Salı, Şubat 26

Şaşırdım Steven Spielberg filmiymiş. Halbuki adamı ben hep dinazor vb. garip filmler yapar sanırdım. gerçi bu da pek normal bi film değil. Başlangıçta saçma bi konu dedim ama biz ahmd ile çok beğendik. Amerika'nın ne kadar saçmalıklarla dolu olduğunu da gösteriyor bize aslında. kim bi adamı hava alanına hapis eder ki. Gerçi bi hapis değil ama neyse işte. hoş bi filmdi. Tom Hanks biraz safçana bi adamı oynuyordu. İngilizce bilmeyen şaşkın bi adam. Filmi oldukça ucuza çektiklerini düşündüm film sonunda. öncelikle fazlaca reklam var filmde. burgerking,starbuck gibi. 2 tane ünlü oyuncu var sadece. tom hanks ve catherina zeta jones. ve tabii ki şöyle ki film sadece hava alanında geçiyor. Az maliyetle çok ii bi film olduğunu düşünüyorum.



Baya oldu bide Ghost Rider izledik. Gayet saçma bi filmdi ama çok sevmiştim. Nicolas Cage oynuyor. Genelde daha mülayim rollerde görmüştüm ama bu da pek fena durmamıştı. Ne akdar saçma olursa olsun hoştu ama kafası böyle yanmamalıydı. insanı güldürüyor azcık...


Bide losttan bahsedelim.. Henuz 4. bölümü izlemedim ama çoğu sitede gezinmeden duramıyorum. Farklı teorileri okudukça kafam iyice karışıyor. Hele geçen mandalinaya ,ada 2000 yılında ama uçak 2004 yılında düştü ama aslında 2010 dalar dedim de kim olduğunu şaşırdı mandalin :p yani msnden öle anladım :) neyse şunu söylicektim...

Bu resmi görüp ahmd'e söyledim. Hemen gerçek mi diye açtık bölümü durdurduk ki hakkaten. benjamin'in evinde Kuran var. ve Sayid onu görüyor falan ve sonrasına baktığımızda Sayid Ben'in adamı oluyor. Aslında bence onu sevdiğinden değil de arkadaşları için bi fedakarlık yapıyor olabilir sayid. neyse.. Böyle kuran görünce dizide ahmet hemen bi teori uydurdu.. en sonunda tüm herkes barışıp, savaşa hayır deyip hacca gideceklermiş... meğer müslüman dizisiymiş lost. öyle yakup falan deyip kafa karıştırıyolar inanmayın öyle şeylere.. :p

yazık yok çok komik.. bi yardım eden olsaymış ii olcakmış..

Pazartesi, Şubat 25

şamil falan...

ya konu falan herşey çok güzel de. bu o adama kıl oldum. her bölümde bunun komikliklerini izlemekten konuyu kaçırıyorum. şu ale bakın hele kaşlarını çatıyo ki hani karizmatik olsun.. sonra ciddi bi iş oduğunu göstersin. ya bruce willes hiç kaşlarını çatar mı? adam gülerek tebessüm ederek bile adam öldürür. gayet de ciddiye alırız dimi? olmuyor inanın ki hiç haz etmiyorum. konuşması, bakışları hepsi öyle yapmacık ki.. keşke arka sokaklardaki çocuk falan oynasaydı. 2 kat artardı izleyici.

****
kaplumbağalarımız hasta.. yani hasta olduklarını düşünüyoruz. aldığımız yer bize hiç söylememişti bu kadar ayrıntılı bakımı olacağını. şimdi okuyorum da forumları falan. ooo... uv ışıkları, filtreleri, ayrı gece ışıkları, ısıtıcıları, vitaminleri... bizde bi fanusları var. o da forumda ölüm fanusu diye geçiyor :( pek keyifsizler günlerdir. ne elimizden yemek yiyolar ne canlı canlı yüzüyolar. gerçi bayadır yüzdürmüyoruz akşamları. uf.. bide kabuğunun arkasında biraz yumuşama var sanki. dün keşfettiğimize göre meğer güneşe baya ihtiyaçları varmış. güneşe koyduğumuzda o kadar kmik bi şekle geldiler ki. ikisi de başlarını çıkardılar ısınmaya çalıştılar sanırım resmen. uf.. özür dileriz kamlum ve bağa.böyle olsun istemezdik. halbuki deseniz abim ablam bizi güneşlendir hemen koyardım. nolcak elime mi yapışacak.




Uzun zamandır planladığımız fakat ya hava koşullrından ya da misafir koşullarından dolayı ertelenen "eskisi gibi" adlı gezimizi yapmış bulunmaktayız. Neden eskisi gibi onu anlatayım. Şimdi evlenmeden önce gezerken amacımız sırf gezmek,yeni yerler görmek,beraer dolaşmak hatta bazen kaybolup daha da yeni yerler görmekti. fakat evlendikten sonra geziler sadece biyere yetişmek amaçlı koşturma ve öylelikle biyerler görme oldu. hadi karşıya geçerken bari motora binelimde değişiklik olsun falan dedik artık son zamanlarda. Ve işte eskisi gibi gezmenin hayallerini kuruyorduk ki kar yağdı. Fakat bu haftasonu bizim için öyle ideal bi gündü ki. tabii ki tüm şarjlarımızı (makinalar ve midemiz)doldurarak yola çıktık. çengelköye gittik fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere. şu çınaraltını çok merak ediyordum görmek istiyordun sonunda gördüm. hakkaten çınar altıymış :p baktık bi ama oturmadık hemen. yürümeye devam ettik. o deniz kenarında ki camii yte kadar yürüdk resim çeke çeke. çok güzeldi herşey. güneş, deniz , sen , ben , o...

dönüşte martı diye bi yere girdik. aslında yeri çok güzeldi tamam emek çay kahve de güzeldi ama. otururken sırf hayal kurdum. burayı bana verseler neler yapardım diye. tavanlar masa örtüleri. hatta masalarda ki çiçekler. pek özensiz biyer geldi bana. ben olsam her gün mevsime göre çiçekler koyardım. bazen ortanca her masaya bazen gül. ne güzel olurdu ya... yemeklerden mantı vermeyi düşündüm. ama mantı evi olmayacak şu reklamlarda ki beyaz masa örtülü mantı evi gibi. cheesecakeler olcak ve çeşit çeşit kahveler.. of.. ne güzel olurdu... aklıma geldi de.. çoğu insanın cafe açma düşüncesi var etrafta. hele blogu olan herkesin :) aman çok para bulmayalım yoksa herkes kendi cafesinde içecek kahvesini gelen giden olmayacak sonra.

ahmd deniz mahsullu makarna yedi. denizden ne çıksa yiyer ahmd. bende tattım fena değildi. bildiğin böcek :)
tabii çınaraltı denilen yerde de çay içtik fotoğraf çektik bi sürü. ama etrafta kocaman makinaları görünce tırsıp koyuyoruz çantamıza makinalarımızı. sanki yicek.. ama ayıp yani büyük varken yaında çekmek:) ama bende büyücem bigün. (oo oo oo ... )
sonra ben üsküdara kadar yürüyelim dedimse de yürümedik bindik otobüse. sonra üsküdarda gezdik. ben anladım gündüz çok güzel değil üsküdar gece tercih ederim. sokaklar gece çok hoş gözüküyor.
a ide çengelköyde çikolata kahve dükkanını gördüm. görmekte baya zorlandım çünkü gayet oldukça minik bi yermiş. buralarda olması lazım diyorum ama göremiyordum o kadar yani:) bi çay ocağı büyüklüğünde anca. içeri oturup rahat olunuyor mu bilmiyorum. 5 kişi belki sığar zaten. ama doğru ya doğru çikolatalar çok hoş gözüküyordu.
evimize geldik şükür sonra. insanın evi gibisiii yook... artı ikea evimizin herşeyi. :) ve ben koçtaşa gitmesem de evimi çok seviyorum... home sweet home... :)

Cumartesi, Şubat 23

özür diliyorum...

bugün taze de pişmiş, fırından yeni çıkmış, buram buram tazelik kokan, süper cheesecakem ile otobüste ki insanları rahatsız ettim...(sanırım) ben alışmama rağmen buram buram duyduysam insanlarında duyduğunu düşünüyorum. bide ilk sırada oturuyodum. her yeni binenin yüzüne baktım acaba duydu mu diye. haklarını helal etsinler :)
ama aslında cheesecakeki beğenmedim pek. denemek için aldım. dr. oetker'ın hazır cheesecakekini yaptım. neyse sonra devam..
***
devam ediyorum :)
hazır cheesecake hayalimde ki gibi kalın olmalıydı aslında ama benim kelepçeli kalıbım büyük olduğundan herzaman yaptıklarım gibi oldu. neyse canım.. olsundu gene de yendi. ama bidaha almam tavsiye de etmem. ama hazır olan dr.oetker şeylerinden en çok muffinleri tavsiye ederim ki her yiyen çok beğenmiştir. artık muffinlerimi kendim yapabilim tabi. kalıbımı sonunda aldım.
ve
bu cumartesim süper geçti. ama şimdi yazamam. hemen mutfağa gidip muffin yapmalıyım. bu post burda bitmiştir. okuyanlara selam ederim.

Salı, Şubat 19

Eight below



Çok duygulandım.. Taa başından ya birşey olursa köpeklere izlemesem mi dedim durdum. O kadar tatlı şeylerdi ki. Çok akıllı bide. Çok sevdim ben bu filmi. Özellikle bu soğuk karlı günlerde fırtınalı bol karlı buzullu filmler iyi gidiyor galiba.

Yani en azından baya hissediyoruz filmle beraber sahneleri. Ki mesela klasiktir gerçi. her buzlu filmde birileri yürüken ya kayar uçurumdan ya buz çatlar suya düşer ve donar falan. Bu filmde de işte böyle bi sahne vardı.. Adamcağız düştüğünde bizde ayaklarımızı battaniyenin altına iyice bi soktuk. bırrr...

Dediğim gibi karlı günlerde izlenebilecek hoş bir film. Gerçi derdim film değil köpekler çok güzel. Sırf köpek alabilmek için bahçeli bi ev istiyorum. İnşlh bi gün :)

Pazartesi, Şubat 18

mercimek yemeğini pek severim. bugün itibariyle yapmak üzere mutfağa doğru yola koyuldum. e tabii haşlansın diye koydum suya gittim. gidiş o gidiş :) neyse geri geldiğimde oldukça pişmişti.(yanmak üzeree) dedim en iyisi ben bunu çorbaya çeviriyim. tamam çevirmeye başladım çorbaya. tuz baharat kısmına geldiğimde acıbiber mi aaba diye tarçın aldım elime. sonra geri koyarken düşürdüm. krılmadı ama döküldü biraz tezgahın üstüne. sonra içinde çay olan kavanoza da bulaştığınan tarçın aldım elime koca kavanozu. etrafını sileyim dedim. tam silerkeen elimden kaydı ve hooop nereye dersiniz çorbanın içine. yani çine değilde sapına çarptı. hop çorbanın yarısı tezgahta ve tabii çayda. tezgahta olsa gene iyi. ütün hepsi fırının arkasına kaçtı. puf...
fırını çekersin zar zor. hatta tam çekemezsin bişey olcak diye. sonra silersin. e tabii herşey batmış bütün kavanozları boşaltırsın başka kaplara. yıkarsın. kurutursun, yeniden koyarsın çayı mayı... ay çok uzun oldu. halbuki ne güzel sakin sakin ütü yapacaktım. puf...
ben mi sakarım yoksa bugünlük bi aksilik miydi? umarım....
gerçi dün de... şaka şaka :) süperim ben .p


Karlı bir günde ne yapılabilir ki başka? diyecektim ama sanki kar olmasa ne yapacaksam? :) ve puf...

Muffin tarifi buldum ve gene istediğim gibi kabarmadı. kesin bi püfü var.Hemde bu sefer yabancı bi siteden yaptım. Ama çok basit birşeydi anladım :)
malzemeler ;
* 1 yumurta
* 1/4 bardak sıvı yağ
* 1/2 bardak süt
* 1+1/2 bardak un
* 1/2 bardak şeker
* kabartma tozu
* tuz

yumurta, sıvıyağ ve sütü karıştırıp içine toz karışımları ilave ediyoruuz. ve muffin kalıplarında hop pişiriyoruz. diyordu. içine de istediğiniz meyveyi koyun demişler. ben elma rendeledim,çiğden koydum içine. ve tabii ki tarçın ekledim. güzel oldu bence.Ahdm almalı kek istemişti benden. onun sayesinde bende karlar düşerken göküzünden ağır ağır, süper bi kahve keyfi yaşamış oldum. teşekkürler ah.. :p


Demişti ki zamanında bi arkadaş;
_artık dekorasyon ya da yemek blogu yazarsın dimi?
bilmem demiştim ve o zamandan beri aklımda aslında. ama ne yazacaktım ki değil mi?
E bugün aklıma geldi. ahmd sağolsun pek seviyor değişik bi olay yapalım evde. işte ben ona bu fikri söylediğimden beri aklımızda. mudo'da bu yağlıkları gördüğümüzde zamanının geldiğini düşündük. ahmd'in dekorasyondan çok yağlara karşı da çok büyük ilgisi var. zaten öyle güzel şişeler yapıyorlar ki, zor tutuyorum almaması için:)
neyse işte.. defne ve kekik manyakları da olduğumuzdan böyle kekikli defneleri yağlar yapalım istedik.. hem dekoratif oldu hemde salatalara ayrı bi tad gelecek. inşlh :) denemedik daha :) defnelisini de balıklarda kullanmayı düşünüyorum. bakalım...
ben sevdim...

Değşik daha doğrusu gerçek bi muffin tarifi ararken buldum bunu. Neden yapıldıysa anlamadım :)
Dün Tchibo'da içtik kahve. Caffe latte herzamanki gibiydi. Starbuckstan bi farkı yok yani. Daha uygun hemde. tavsiye ederiz. işte orda yemedim ama muffinleri gördüm vitrinde. nasıl birşeydi anlamadım. nasıl bi kalıpta yaptılar merak ettim. o kadar kabarmış ki. kafam kadar nerdeyse :)
neyse işte geçen yapmış olduklarımdan hoşlanmadığımdan yeni muffin tarifleri araştırıyorum. ya da bi püfü olmalı... :)

karahmer

Sanki yıllar geçti bu haftsonu. O kadar uzun geldi ki. Sanırım farklı farklı bi ürü şey yaptığımdan...
Cuma günü Fatihteydik.İnanır mısınız marketi bile özlemişim :) Ben yokken yapılan deişiklikleri farketmek bile çok zevkli. Aaa bu burda yoktu nidalarıyla geziyorum Fatihte. Ya herşey varmış hakkaten Fatihte. İl olacak yer yahu :p Üsküdarda da var tabii ama Fatih gibi değil. bol çeşit falan. ay neyse ama şükür ki Üsküdar da sevdiğim bi semt olmuştur herzaman.

üsküdar geceleri

Ama mesela Fatih saat 9'da 10'da gayet cıvıl cıvıldır doludur insan. Ama Üsküdar'da bi sakinlik var. Herkes çekiliyor evlerine. Halbuki şu güzelliğe bakın. Hele de sahilde ki çalışmalar bitse ne güzellikler daha da ortaya çıkacak. Şuan sahilde gezeyim desen bile emde gezecek yer olmuş olsa bile baktığında denize çok hoş bi görüntü olmuyor. Heryerde koca koca makinalar falan. Hatta motorla beşiktaşa giderken bi bakayım desen üsküdara. şöyle ki en son biz kız kulesini görmekte zorlandık :) En kısa zamanda biter de inşlh yoluna girer heryer güzelleşir inşlh...

Dışarıda lapa lapa kar hatta tipi tipi tipi yağarken çıktık yola. kayınvalidemlere gitmek üzere çıktık saatlerimiz 7:30 idi. Tabii canımız karda yürümek istediğinden olsa gerek. Çok şükür kolaylıkla gidip geldik. Gelişimizde gezdik bile. Parklarda kartopu oynadık. Ağzımdan burnumdan girdi karlar. ama güzeldi(ama bi daha yapma) :) Aslında dışarda zaten kar oynarken bi sorun olmuyor da. Evde camdan alınan karlarla muhattap olunca pek bi fena. :)

Cumartesi daha da dolmuştu etraf. Tabii ki çıkmalıydık dışarı. Biraz dolaşaraktan capitole gittik. Çok komikti. giriş ve çıkışlarda hep bi kalabalık. Girişte herkes bi yandan üstünü temizlerken bi yandan da atkı bere eldiven hatta montlrından kurtuluyor. çıkışta ise herkes sarıyor sarmalanıyor. Baya baya insanları seyrettim. A evet bnu yazacaktım ben insanları çok izliyorum. otobüste metroda pek seviyorum nedense. Onların hakkında bişiler düşünüyorum falan. Nedir necidir falan diye. Geçen farkettm. Sonra devam ederim...

Bide pek bi ucuzluklar başlamış. Hatta sanırım bitmek üzere bile:) Hep böyle zamana yetişirim zaten. Ya en paalı zamanda beğnirim. Ya da beden meden bişey kalmadığında:) Kalmıyo nedense :)

Eve geldiğimizde çok heyecanlıydık. Çünkü farklı bi kahve almıştık ve hemen denemeliydik. adı brazil mind idi. Vuu süper kokuyor falan diye diye nasıl yapsak diye konuştuk. Neyse ahmd başladı yapmaya ki... cahilliğimize verin fazla filtre bi kahve almışız. zamazingosuna ihtiyacımız varmış :(

Bakıyorum da dışarı. Bembeyaz etraf. Ve bi aydınlık bi aydınlık... Seviyorum bu havayı. Huzurlu bi hava. Allah dışardakilere yardım etsin. Sıcak evimizden huzurlu gözükür tabii. Allah düşürmesin...

Keşke kardan bi adam yapsak.. ya da köpek...

Köpek deyince aklıma geldi. Dün ilk defa gördüm can dostum yarışmasını. Belki iyi olur köpekler için barınaklar için. yardım falan olursa. Yazık onlarınki de can. Ya ama puf.. Bizde alsak keşke... Bahçeli evimiz olduğunda ilk işim... :)

not; Seninle hiç basılmamış karlara basmak çok güzeldi, hatta sonra takside korkmak ve kaymak bile...

Cuma, Şubat 15

Taaa Fatih'e gidicem birazdan. Ama ben herşeye rağmen(göbeme vb) kurabiyemi süte batırıp yeme eylemi içerisindeyim. Olmasa evde halbuki yemicem ne güzel. Ama ben yapmasam birileri getiriyor illa ki. Ya da benim yapma sebebim misafir oluyor e kalanlarda bize. puf.. Yeter artık canım... Bu hafta evde hiç eksik olmadı kek,kurabiye,pasta.. Bi bitin bi daha yapmıcam diyorum ama ani biri gelince de iyi oluyor. puff.. Biri durdursun bizi..


bide for you da bi cookie gördüm alayım nasılmış dedim. gerçekten çok güzeldi. kalınca ve çikolatası pek süper.tam kıvamında... merak ettim markası neymiş diye bi araştırdım...

*dünyanin en güzel kukilerinin yaraticisi olan marka
*insana zaman zaman nestle halt etmis dedirten, cikolata markasi...

falan demişler... e anlamışım bende zaten ambalajından bile :p
bide şeker bi sitesi var. süpriz yumurtaları çıkarmış herhalde. ama içi farklı bi karamelliymiş.
artı sitede yumurtanın başına gelenler komik olmuş .aman neyse :)
Bu hafta da pek çabuk geçti. Haftaya yeni dietlre inşlh balamak ümidiyle.. sağlıcakla...

mantar çorbası

şimdiiii... :)
mantarları soyuup limonlu suda haşladım. sonra süzdüm. güzelce blendırda cırtladım :) özellikle cırt sesine dikkat et. sonra ayrı bi tava yardımıylaa 1 2 kaşık un tereyağ ile beşemel sos gib yaptım içine yeterince süt ekleyip. sıvı bi kıvam olcak. pütür kalmasın ya da kalsın nasıl olsa gene cırtlıcaz :) sonra cırtlanan mantarların içine kaynamış su koyup bi kaynattım şöle. ondan sonra içine sütlü karışımı koydum bu arada tuz muz karabiber ekledim. ve kaynattım. he bu arada mantarları cırtlamadan önce azını ince ince doğradım ayırdım bi kenara. sonra işte bu sütlü karışımla da bi kaynaattım sonra gene cırtladım.iyice cırtlamak iyi oluyor. sonra da işte geri kalan mantarları koydum daha çok gelsin tadı diye insana. işte böyle. üstüne dereotu konabilir yoktu bende. ama kırmızıbiber falanda koyup renklendirilirse daha güzel duruyor. öle işte :)
düşündüm de iyi ki yemek blogum yok :)

Yoğunca bi gün daha geldi geçti. Dün sabahnura gidicektik amamelda sabah arayıp gelemeyeceğini söylemişti. ama sonra sağolsun eşi öğlen getirdi bana. Sonra bi güzel gittik sabahnura. Aman allahım içeri girer girmez gülücükler saçan bi güzellik... ya çok da fazla yazmıyım nazar değmesin de. çok tatlı bi kızmış zeynep erva. yani güzel olur kızlar falan ide üstüne çok tatlı hatta fazla tatlı. kendini sevdirmek için yapmadığı yok. yapmasa da severiz biz gerçi :) gülücükleri hiç solmasın inşlh. çok mutlu bi aile olsunlar hep. maşaallah.

Zeynep'in yanında süper bi sofra da bizi bekliyordu tabii. Da da da daaannn ;




işte böyle. menusündee
*kısır
*tavuklu salata
*patlıcan közleme
*börek
*kumpir
*nutella kremalı pasta vardı. gerçekten pastaya bayıldım. bi kere bende yapmıştım o kremayı hatırlamış oldum. nutella yemek için yeni bi bahane :)
tavuklu salata da çok güzeldi. ki üzerinde susam vardı. hemen eve gelince melda ile salatanın üzerine koyduk susam:) kıskancız :)
bide bnde muffin götürdüm. devletşahtan çift çikolatalı muffini denedim ama istediğim gibi olmadı. kek gibiydi muffin gibi değil. daha güzelleri başka sefer sabahnurcuğum :)
sonra mandalina geldi. KEŞKE ESLEM'de OLSAYDI, başkalarına gidiyo gelmedi bizi görmeye küstüm :p hıh...
Mandalin gelirken hepmize hediye almış ne gerek vardıysa. gerçekten çok teşekkür ediyorum. ben benimkine bayıldım. melda da beğendi sabahnurda:) ama tabii daha görmeden zeynep kırmasaydı daha iyi olcaktı :) tüh.. ama kaşıkları duruyo şükür:)
araba şeklindeki kavanozumun en kısa zamanda fotoğrafını çekip ekleyeceğim. çok beğendim gerçekten. ahmd de sevdi :)
Meldalar bize geleceğinden eve gelince yemek yapmaya koyulduk beraber. Allah sizi inandırsın süper bi mantar çorbası yaptım. ESLEM'in tarifiydi. yemekzevkinde yazmıştı yorum olarak. Hemen kaptım bende.Yaparken pek bişey çıkacak gibi gözükmüydou ben umutsuzdum sanırım gözlerinden anladım melda da umutsuzdu nasıl yicez bunu diyordu sanki içinden :) ama gerçekten güzel oldu beğenildi. Artık hazır çorbalar elvedaa.. :p
Bide günün önemli olayı meldalar bizde kaldılar. Güzel geçti ama ya. :)
Günün daha önemli olayı sevgililer günüydü. annem (ahmd) ben bizden geçti dediğimde şaşırdı. tabii geçmedi de bi tek o gün sevgili değiliz ki. sevene hergün bayram :)
melin komşusuda hediyeleşmek için bi bahane olarak görüyormuş bugünü. bu da garip bence. eşler arasında herşey birbirine hediye zaten. ben ona , o bana en büyük hediye daha ne olsun :)

Perşembe, Şubat 14

sonunda biscotti yaptım. ailecek çok beğendik. farklı versiyonlarını en kısa zamanda denemek istiyorum. aslında bununla bi banner yapmalıyım ama neyse boşver...

sabahnura gidicez bugün. melda gelemedi ama :( kar yağabilir diye. tüh. üzüldüm. ne güzel olcaktı halbuki. patlıcan yapıcaktım falan böle süper. sonra yeni fincanlarımda kahve içerdik. ne ii olurdu. başka zamana kısmet artık.

(bana kaldı ze:)

saat kaç?

hep saatleri karıştırdım bugün.3 gündür dişçiye gidip geliyorum. ve bugünde saat 3 te ki randevu için 2 buçukta çıkacaktım evden. temizlik yapıyordum bu arada da. bi baktım aman allahım 2 buçuk. hemen giyinip çıktım otobüs durağına koşar adımlarla. sonra tlfnun saatine baktım 1 buçuk. dedim heralde saat yanlış.ahmd'i aradım doğruymuş. boşuna geçti zamanım. evde bi sürü işim vardı halbuki.. sonra gelipte akşam yemeğini hazırlarken bi baktım saat 6buçuk. koştur koştur kızarttım tavukları. sofraya koydum ki ahmd tam o anda gelbilir diye düşünüyordum. oturdum ve saat 6:15 di. mutfakta ki saatimi kursam ii olcak. daha dikkatli olurum belki.
mutfakta ki saat deyince..
ilk aldığımda baya incelemiştik. bana çok garip gelmişti saat. hiç böyle bi saatim olmamıştı. kuruyosun herşeyini. yani saat tamamen bana muhtaç. ben olmasam tamamen duruyor. tamam pillilerde durabilir ama öyle her hafta aman da saat mi durdu demiyoruz sonuçta. çok değişik gerçekten. işte bu yüzden mutfağımda saat olmasına rağmen herzaman kurmadığım için saat duruk :) kuruyorum e gene istiyor. gerçekten çok sıkıcı.
saat deyince...
ben malıma pek kıymet vermem. yani iyi bakmamakla beraber çabuk tüketirim sanırım. mesela melda ile aynı anda ayakkabı alırdık benimki eskirdi o yıllarca giyerdi. ama ben daha çok geziyorum ondandı bence :p neyse işte... en çok şaşırdığım şey şu oldu hayatımda. bi saat aldım taa 98 yılında ve geçen yaza kadar ne çizildi ne de kayboldu ne de kırıdı falan. herşeyi sapasağlamdı. süperdi çok seviyordum. ayıptır söylemesi lakostu.:) ozamanlar ne fiyaka yapmıştım sormayın :) hatta mel bile yapmıştı. neyse güzeldi işte. ama geçen yaz denize düştü:(
motora binmiştik öle konuşuyodum arkdaşla. elimde sarkık bölee aşağıya doğru. ve bi baktım yok. e düştü işte herhalde. o kadar üzümüştüm ki ah ahh.. canım saatim ya. şimdi olsan burda hiç şaşırmazdım saati.puf... :(
ama şimdi de saatim var. ahmd aldı sağolasun :)tam da istediğim gibi. gelin işi değil :)
sağolsun deyince...
ya hayatımın hiç bir döneminde bu kadar çok duymamıştım bu sözü : "Allah razı olsun"
benden de Allah razı olsun milyonkere...

Çarşamba, Şubat 13

Bi cheesecake yaptım ama resmini çekmedim hala. az biraz kaldı ama çekemedim işte fırsat olmadı. ama buraya tarifini yazmalıyım ki unutmayalım.. çünkü bi kaç blogdan bişiler karıştırdım kafama göre. yiyenler ıı limonmş diyolar ama. ben seviyorum limonlu şeyleri. neyse... tarifi yazalım sonra resmi eklerim..

Taban için ;
2 paket burçak, 4 yemek kaşığı tereyağı,(eritmiorum artık. robotun içine ekliyorum daha üzel oluyor.)

aslında nedeni yağ eritmekten nfret ediyor olmam. böyle cezve bi acayip oluyor. sonra temizlenmiyor falan.benmari usulu olabilir ama o da uzun iş. zaten bu yüzden başıma nler gelmiştiii.. ben herşeyi mikrodalgaya koyan biri olarak tereyağını da koydum eriri elbet diyerek. evet eridi. ama paat diye bi sesle beraber. açtığımda kapağı yağ yoktu. mikrodalganın heryerinden yağlar fışkırıyodu. dışı içi heryeri. ıy.. temizlemiş olsamda gene yağlıydı. uzun zaman çıkaramadım yağını. ama yağ hariç herşeyde sonuç mükemmel :)
nerde kalmıştık :)

*2 paket labne
*1 paket krema
*1/3 su bardağı taze sıkılmış limon suyu
*1 çay kaşığı vanilya
*1 bardaktan biraz fazla şeker
buların hepsini karıştırıyoruzz.ve bi limonlu krema yapıyoruz.
limonlu krema için ;
1,5 çay kaşığı limon kabuğu rendesi

6 yemek kaşığı limon suyu
1yumurta
yarım su bardağından biraz az toz şeker
2 yemek kaşığı tereyağı, küçük parçalara bölünmüş
Limonlu krema için limon kabuğunu, limon suyunu, yumurtayı, yumurta sarısını, ve şekeri bir kapta karıştırın. Kabı kaynar su dolu bir kabın içine yerleştirin ve orta ateşte 5 dakika boyunca karıştırarak pişirin. (benmari usulü) Yağı ekleyip 7 dakika daha karıştırın. Kabı ateşten alıp en az yarım saat soğutun. Servis yapmadan önce cheseecake'in üzerine yayın.(limonlu krema portakal ağacından)

işte böle... güzel oldu ama. gerçek...

Salı, Şubat 12

perşembe sabahnura gidicez ya... bide eslem gelecek ya.. çok sevinçliyim :)

(oldu mu eslem?)

farkettim de...
ben hala lost izlemedim... :(

hep eski günleri hatırlıyorum nedense flickr gezintisi yaptığımda. hiiç tanımadığım insanlar buluşmuşlar resimleri falan. bizlerde eskiden sık sık buluşu yapardık. ne günlerdi ama. şimdi bakıyorum, buluşayım desen kimsecikler yok etrafta. büyüdük mü yani nedir anlamadım. güzel günler geçirmiştik ama. sanırım nydi çok şeyler aktı gitti köprünün altından :p hepimiz değiştik, bazımız küsüz, bazılarımızında yeni yeni meşgaleleri var işte. yeni yeni arkadaşları belki de...
aman neyse canım.. o günlerden kalan m. ve h. geldiler.. ) yai mandalina ve hulofero. çok menmnun oldum gelişlerine ve çiçeğime. mandalina bana bi kere daha bi çiçek almıştı ama ben bakamamıştım. şimdi bol bol suluyorum. bunu yaşatmak istiyorum. nedense canlı çiçeklere bi bakamıyorum ya puf...
***
komşum anlattı. ayın biri kilisesi mi ne varmış ne dilersen oluyoomuş.. :)
bide her ayın 1inde gidiyolar mış falan millet. hemde nasıl kalabalıkmış.tanyeli mi dersin ayşe arman mı dersin.. ne garip insanlar var ya. oturup dua edeceğine allaha. hani gitsen bi evliya mezarına bile ondan istemiyosun ki. yüzü suyu hürmetine istiyosun. ama bunda noluyo yani. bide böyle aforoz falan olur ya ondan da yapıyorlarmış. ya rabbim. allah korusun. kimseyi düşürmesin allah. gereksiz işler bunlar. şeytanın tuzakları. e dileğin kabul oldu diyelim... ndan sonra ters olmaz mı gidip hristiyan mı olcaksın mesela?? ay sinirlendim
***

Salı, Şubat 5

çok sevdik...

bi lost da geldi geçti. yetti mi yetmedi tabii ki. tam bitecek dimi bu derken bitiverdi. eskiden daha mı uzundu nedir? bişeyde olmadı gibi sanki. hani anlamdırılacak bişey yoktu ki gene. zaten ne zaman oldu ki dimi? tam birşeyi anlıyorum derken gene bilinmezlikler çıkıyordu. aman neyse.. keşke lst bi film olsaydı. sonunu öğrenseydik artık. zaten insan izlerken film zannedior özellikle devam bölümlerini de izleyebilirken. ama şimdi tam dizi oldu. neyse haftaya ki 41 dakikaı bekliyoruz şimdi de. hadi hayırlısı...
ama ben o arabadakini kate sanmıştım hani jack böle panik yapmıştı falan hem.ofuduk ellerini örünce anladım :) bi zayıflayamadı şu çocuk. jack bile ne kadar zayıflamış farkettiniz mi? ada da okadar yemeksizlikte gayet formundaydı halbuki. hııı ada iyileştiriyoo ondan :)




cumartesi lost öncesinde dünyalar savaşı diye bir film izledik. fazla abartılı bi filmdi bnce. yani ben kurtulamazlar dünyanın sonu derken bi virus girivermiş. hah.





dün de zor ölüm 4'ü izledik. bruce willis formundan hiçbirşey kaybetmemiş maşlh.tabii ahmd'e göre gayet yaşlı fakat her zorluktan kurtulmasını bildi. 100 tane silahlı tam techizatlı adam gelene kadar o dünyayı kurtardı tişörtüyle. askerler giyinene kadar kurtardı resmen. çok abartı bence. hangi filmde abartı yok ki zaten...

ama zor ölümde bi siyah adam vardı eskiden. komikti böyle falan. keşke o da olsaydı. iyi olurdu.

Pazartesi, Şubat 4

2 günlük daha...

ben 2 yaşındaymışım doğduğunda. büyüküm ben yani koskoca teyzesiyim. teyzelik falan sadece annesinin kardeşi olmamda kaldı tabi. biz beraber büyüdük. her oyunu ilk birbirmizle oynadık. hep arkadaştk. çok kavga edip kedi köpek derlermiş bize ama gene de biz olmadan yapamazdık. kamera görüntülerinde saklambaç oynarken saklanacağı yeri gösteren bi büyükmüşüm ben. o önüme geçip bisikletle ona çarptığımda küçülen kıyafetlerimi bi daha vermeme kararı almıştım. tam çocuktuk işte. çok fena beraber büyüdük biz. öyle ki tabu da bi kelime ile bile anlatabilir olmuşuz. (kardeş olanlar bile bişi yapamazken:p) ya evet biz kardeş gibi büyüdük.
ve sonra hakkaten büyüdük. herkesin okulu,yapacak işleri oldu. ama gene kopmadık. gene kavga ettik ara ara. ama barışmasını bildik. biz birbirimize en yakın arkadaş en yakın akrabaydık.
sonra daha da büyüdük. bi baktım kınasında ağlıyorum hüngür sümük. sanki uzağa gidecek dedim yakın işte burda parmaklarımın ucunda hatta. gelinliği giydiğinde hakkaten bambaşka olmuştu. karşındaki insan gelinlik giydiğinde o an dünyadaki en güzel oluyormuş mğer. maşallah dedim ve o evlendi. ve çok mutlu ,mutluluğuyla bende...
ve bakın şimdi bugün yani tam 22 sene önce bugün daha 2 günlüktü :) minicik bebek. ben şakın şaşkın bu da kim diye bakıyordum muhtemelen. benim en yakın arkdaşım,sırdaşım,dostum olacağnı bilmeden...
işte çok büyüdük biz. daha uzun yıllarda beraber büyümeye devam edeceğiz inşlh. nice senelere hep beraber inşlh...
not:2 gün önce yazıcaktım ama yumluktan oturamadım.2 günlükte tatlısın ama... :)

Cuma, Şubat 1

unuttum..
şu evhanımı kişisi halimde en sevmediğim şey ne ütü yapmak ne de yemek yapmak. sade ve sadece maydanoz doğramak. nefrett ediyorummm!! tüm maydanoz elime yapışıyor ya uff :(

tamam süper yemekler yapıyor. harika bi insan görüntüsü var. süper ev hanımı tipinde. çok mütevazi gözüküyor olabilir bazen hani hanım hanımcık falan. ama herkesin içinde olan hava atma şeysi onda da var. bi resim koyup altına son dakika menusu yazıyor,ve gelen yorumları beklyior.
_son dakikada bunları mı yaptın süpersiiin..
millet özellikle düşünüp okadar şey yapamazken kızımız son dakika menusu diyerek ben süperim demek istiyor. bide üstüne üstlük bebeğe de baktım arada ama ,süperim işte diyor resmen. değil mi? evet şimdi sıra bende :) süpermişim haberim yokmuş.ufak bi gazla ve sonraki güne gelecek önemli misafirler için bi başladı mı insan yapabiliormuş bi son dakika menusu :) hele bi bitsin bende koyucam son dakika menum diye :)

birde birşey demeden kapatmıyım bu postu. bugüne kadar yaptığım en güzel cheesecake şuan fırında. en yakın zamanda da sadece burda :)

 
web analytics
nolmuş?