Perşembe, Ağustos 28

evime geldim. mutluyum... hakkaten insanın evii gbisi yoook. ne kadar tatile gidersen git çok rahat da olursan ol ama evin bambaşka. mutluyum mutlusun mutlu. ne güzel...
bebeğin eşyalarını düzeltmekle geçti gün. ve alışverişle. nelervar neler yok ne lazım yazdım bide. bilemiyorum çünkü ne alacağımı. bari listeliyim de dedim kolaylansın. bi dışarı çıkınca farkediyo insan daha çoook şeyin lazım olduğunu. en ufak şeyden kocaman şeylere kadar. en ufağından bi tırnak makası. bugn aldım ama manikür seti bebeğime :) törpüsü bilem var:) metroseksüel olacak oğlum :) sonra tarakları var minicik. gerçi saçı kıvırcık olursa.. :) neyse.. kıvırcık tatlı bi bebek olur inşlh. gerçi şimdiden çok yaramaz bakalım nler görücez sayesinde.
öle işte...

Pazar, Ağustos 24

uzun zamandır bu kadr hızlı geçen bi gün yaşamamıştım. sabah kahveye misafirlerimiz vardı ve gece boyunca ınternet gelmediğinden ve malzemeleri unuttuğumdan son favori çizkekimi sabaha bırakmak zorunda kaldım. e sabah kahvaltıydı bilmem neydi. kıtıkıtına yetiştirdim. sufle gibi oldu dediler çünkü soğutamadan ikram ettim. üstüne beyaz çikolatasını da dökemedim tabi. ama gene beğenildi. akşam aynı kişiler yediklerinde farklı bi çizkke yemiş oldular beyaz çikolatalı. çok beğenildi gene. bu sefer 1 labneli yaptım ama süperdi gerçekten yani kendim yaptım diye söylemiyorum :)
neyse...
sonra.. via port açılmış ya bu taraftaki herkesin dilinde. e bi gidelim dedik. akşam da yemeğe davetliydik. hem de meldalar uğrayacaktık. via portu gezemedik. e pazaar günü içinde annemler abimler ve ablmalar yemeğe gelecekleri ortaya çıkınca market alışverişi yapıp çıktık. o kadar outlet gezilemedi yani. artık başka günlere. belki meyra ile de karşılaşırız diye düşünüyorum. :)
meldalara hızlıca uğradık gene de bişiler yedik tabi. sonra koşa koşa yemeğe. tabi geç kaldık. herkes sofradaydı bile. ama gene yedik süper bi balık yapılmıştı. ömrümde yediim en büyük çipuraydı. çipura güzel bişi gerçekten. hem bebek için de çok faydalı. bide gözünü yemek lazımmış. zzeka açıyormuş ama. balıkla yeterince açılır inşlh. dahi olmasına gerek yok oğlumum:)
orda gene kalan çizkeki yedik. herkes çok beğendi. sonra koşa koşa gene eve. evi topla, bilmem ne. yarın için biraz hazırlık. daha sabhaa da bii sürü işim var. ne zaman biticek bu işler bilmiyorum. ama biliyrum ki çok daha artacak. bana dua edin anacım. yetişemiyorum :)
şimdi ise ; tv'de en sevdiğim filmlerde testere 2 var. ahmd izliyor e ben izlemiştim gene izleyesim var ama bana yasak. çocuğumun bi cani olmasını istemem.öğrenmesin şimdiden o kadar iğrenç ölümler falan. ama en son çıkan 4. yü çok merak etmekteyim. inşlh bebek uyurken bigün :)
dün akşam havuz başında site bayanları eğlenti yaptılar. ben hiç kalkamadım. gene oturtamadılar beni ama. aman bişi olacak falan diye. kalkar kalkmaz teyzelerden amaan diye nidalar yükseldi. içimde kaldı inanın. kimin kınası var bu günlerde? :)
bi de bi haber.. canım arkadaşlarımdan emel ismekte yemek bölümünde öretmen oluyor. :) ben de gidicem yanına arada. ne de olsa benden de öğrendiği çok şey var. gerçekten :) aslında ben de olabilirdim:) hiç ismeklere gitmedim ama annem ile 1 saat 1000 ismk saatine bedel :) sölemişmiydim; ahmd anneme saray ahçısı diyor. e tabii ki de kendini padişah sanmıyor :) olsa olsa yeniçeri. belki ağaları :p
ya bide günün kötü şeysi ; kahve dünyasın da limonlu naneli frozen isimli bi içicek aldım. hayalimde limonatanın içinde nane koymuşlar. kokuyor falan ferah ferah. ama sonuç hüsran. nane,buz,limon 3lüsünü muhtemelen karıştırmışlar ve koymuşlar. ferahlatıyor ama. ekşi. şeker yok. yani limonata değil sırf limon. halbuki tatlı olsaydı paylaşmazdım kimselerle :)4 kiş anca azar azar bitirebildik. ıy.. bi daha yok..

son günlerde farkettim de.. sanki elimde kilitli bi günlük var ayıcıklı(ortaokuldaki günlüğüm) ve ben de böle olan olayları yazıp duruyorum. şöle oldu böle oldu falan filan. garipsedim. yıllar önce mel bana hatıra yazmıştı aynı böle. halbuki bana olan sevgisinden bahsetmeliydi ama şöyleydi girişi; ben antalya da şelale gördüm. ve çoşkunca akıyordu :)) hava atacak ya :)) neyse...
yarın da hızlı geçecek sanırım. ve pzt 12'ye kadar uyuyabilirm. aramayın bi zahmet :p

Perşembe, Ağustos 21

ım.. nerde kalmıştıık...
dondurma da.. :)
asos da çok durmadık ama gene dondurma yemeye gidebilirm. ordan kadırga koyuna gittik. çok güzeldi. ilk defa denize girdim. ıyy çok tuzluymuş. hiç sevmedim. ve eslemin dediği gibi hiç batamadım. çok kaldırıyo sanırım deniz :) ahmd çok temiz bi deniz olduğunu söylüyordu ama ayaklarıma taşlar batması hiç hoş değildi. ben gene havuzu tercih ederim. ama tabi ahmd ile yarış yapabilmek falan güzeldi. gerçi havuz olsa geçerdim ama.. deniz ve şartlar uygun değildi işte canım anlayın :)
ordan kaybola kaybola çanakkaleye döndük. yani yolu uzattık. bi amcayı aldık yolda bi daha da dönemedik onu bırakcaz diye. öle diye diye 3 kat yol yaptık ama yolar güzeldi. kekik kokusu aldığımızda durup aramak, kaplumbağayı kurtarmak, yaşlı amcayı götürmek herşey çok güzeldi. beraber olunca hangi şey kötü ki...
ertesi gün için planlarımız suya düşmüştü çünkü çok fena yapmur yapmıştı. olsundu.. güzeldi gene. çanakkalenin içini gezdik bu seferde. peynir helvası yedik aynalı çarşıyı gezdik. gerçi gezmekten çok bakındık işte öle ufak bi yermiş zaten. müze falan derken truvaya gidelim dedik. hani böle antik kent falan. yola düştük gene. çok da yakın bi yer değildi. ama kişi başı 15 ytl bide arabaya 4, 34 ytl istediklerinde girmeyelim dedik. taşları görmeye o kadar da hevesli değildim zaten. batman'e gideriz daha ii dedik ve döndük geri. foto çeke çeke yolculuklar harikaydı.
sonra...
çanakkaleyi bitirip ahmdnin köyüne gittik biga dolaylarına. orda da güzel günler geçirdik. gelin görmeler falan yaşadık, stres olmaktan çok eğlendik ama. sinir bozucu olan ahmdin bana bakıp bakıp gülmesiydi :). güzeldi herşey napalım gelin olunca böle oluyor :)
bi daha denize gittik ama hatırlamıyorum gittiğimiz yerin adını şuan. orası da güzeldi ama kadırga kadar değildi. gene kadırgaya gitmeyi isterim. orda piknik gibi bişiler yaptık. ben de pek severim :p
sonra dönüş yoluna çok farklı bi şekilde çıktık. araba yere bitişik gitmeye başlamıştı. sanırım 30 kilo domates aldılar. :) yani gidip topladık tarladan. ama çok fazlaydı:) tabi biizm değil kayınvalidemlerin. salçalar vb. arabayı yerleştirirken cümle komşudan patlıcan bamya geliyordu. sağolsunlar. süper bi bamya yaptım zaten :)
tatil de bitmiş oldu cuma günü gebzeye geldiğmizde. sonraki günler evde geçti. kah dinlenerek kah boya yaparak :)
holün tavanı akmıştı ve boyalar tabi. beraber boya yaptık ahmdle. çok zevkliydi. çok da kolay değilmiş kazıması bilmemnesi ama. zevkliydi. belki bebeğimizin odasını da boyarız diye düşünüyoruz. bakalım bi evimize gidelim de :) bide bordür falan bulayım istediğim gibi. süper olacak inşlh.
işte durum bu. hoşbuldum tekrar :)

Salı, Ağustos 19

tatil matil...

çok şükür geldik...

ilk defa arabayla tatile çıktık. bizim için heyecan vericiydi. giderken yolda yemek için yolluklar mı çaylar mı dersiniz. sanki fizana gidiyoruz. hiçbirini yiyemeden vardır gideceğmiz yere. ne bilelim uzun sanmıştık. çanakkale yolundaydık. öncelikle annemlere gittik geceden. sonra sabah çıktık yola. sabah dediysem 11 falandı. annemler olsa kesin sabah namazından sonra çıkarlardı. yolculuk çok güzel oluyormuş böyle. güle oynaya gittik maşaallah. doladoladoladola diye diye geçtik arazilerden. bazen de ceza eşlik etti bize. ve oğlum da ona. ceza dinlerken çok hareketli oluyor :) neyse...
kafana eseni yapmak güzel birşey. gerçi planlı gitmek istemiştim hep hani nerde durucaz falan filan diye ama. çok güzel oldu böylesi de. güneyli diye bi yerden geçerken uzaktan güzel bi sahili olduğunu gördük dedik bi bakalım. gerçekten güzel bi yerdi. ahmd denize girdi. ben girmedim henuz korkaktım :)
gelibolu güzel yermiş. abim askerliğini yapmıştı. gitmiştik ama çok küçüktüm. manzarası güzel bi yerdi. balıkları da güzeldi tabi. bi kötülüğü fazla içkili yerin olması. onun dışında güzel bi sahil kasabası.
ordan lapsekiye geçtik feribotla. feribotta çay keyfini de kaçırmadık. herşey çok güzeldi. lapsekiden doğruu çanakkale. içinde biraz dolandık arabayla ve ahmdnin dayısına geçtik. akşamına kordonda yürüyüş falan. festival varmış bide. funda arar'ın konserini izledik. güzeldi.
herşey iyi hoştu da çanakkale'de. çok rahatlık var içki konusunda. ben istanbul da bu kadr birebir rastlamamıştım açıkcası. bi yürüme yolunda sahilde yoktur ki bizim istanbul da. fıçılar dolu milletin önünde. çok garipsedim. görmemişim.
çanakkale genel olarak çok büyükmüş hakkaten. ama en işlek ve en merkez olan yerleri bizim en fazla bi fatih kadar. öyle çok bi gelişmişliği yok. hani istanbul deniz falan orda da nereye baksan deniz ama. gece olduğunda karşı da karanlıkları görmek hiç de hoş değil. canım istanbul canım istanbul demekten kendimi alamıyorum :)
bide... tamam savaş falan da. herşyi de bağlamaya gerek yok ki. bi tane dükkana da normal savaşla ilgisi olmayan bi isim koyun canım. anzak otel falan filan. neyse...

ertesi gün asos yolu gözüktü bize. az uzakmış ama iyi ki gitmişiz. hatta keşke orda kalsaydık dedim. ilk önce asos da gezdik kıyılarında. gerçi bize göre yerler değil. deniz giirlen sahili de pek asortik. resturantlar içkili falan. bize göre değildi ama görülmeye değerdi. ve en önemlisi dondurması yenmeliydi. hayatımzda yediğimiz en güzel dondurmayı yedik orda. pek de istekli almamıştık ama. mükemmeldi. ballı badem ve sakızlı dondurma verdi adam bize. ama sunum muhteşemdi. dümdüz bi külah. ve üstüne çikolata sürdü önce. sonra üerine 2 top dondurma. ve üzerini de ısıtılmış yani bükülen bi düz külah koydu gerçi buna külh denmez ama anlayın işte. sonra sıkıştırıd ortasında ki dondurmayı. ve işte o dondurma. süperdi. tadı damağımda kaldı.

ve çok yoruldum... buralar çok sıcak.. çok dayanılmıyo. bilgisayardda pek ısınıyor. neyse.. kalın sağlıcakla..

Pazartesi, Ağustos 4


bir misafir günü daha geldi geçti. son ana kadar hiç misafir gelecek gibi hissetmedim. sağolasun annem çok yardım etti. elleri kolları dolu dolu geldi. milyonlarca zeytinyağlı yemek yapmış. önceden 1 olmadı en fazla 2 çeşitle gelirdi şimdi abartıydı biraz ama herşey mükemmeldi. sağolsun. canım annem nolcak.

benim yaptığım tek kayda değer şey cheesecakedi. e bende en mükemmelini bulmak için çabaladım. gezdim durdum ınternette. kafama yatan şeyleri ondan bundan alarak kendi tarifimi çıkardım ortaya. klasik cheesecake tarifimize uyduktan sonra zaten sorun olmuyor. ama kalın olup mükemmel olması özsüte rakip olmamı gündeme getirdi. çilekli falan da olabilirdi geçenlerde bi yerde yediğim gibi ama çikolatayı tercih ettim. ki bence daha güzel oldu.


Mer's Cheesecake :)
malzemeler;
-2 burçak bisküvi
-1 bardak dövülmüş fındık ya da ceviz
-yarım bardak kadar erimiş tereyağı

içi;
-3 yumurta
-1 bardak tozşeker
-2 kaşık un
-2 labne
-1 krema
-1 vanilya

üstüne süs için;
-1 krema
-1 bitter ya da sütlü çikolata
-1 beyaz çikolata

yapılışı ;

burçak toz haline fındıklar da içine. tereyağ ile yoğurulup kelepçeli kalıbın dibine...
3 yumurta şekerle çırplır,içine labneler,krema, vanilya ve un eklenir.
sonra kalıba boşaltılır. ve fırına konur. 45-50 ya da şöyle diyim üzeri sertleşene kadar pişirilir. ama semsertte olmayacak yani. çıkınca soğumaya bırakılır.

ayrı bi yerde.. krema kaynatılır içine çikolata parçaları eklenir eritilir. ben sütlü çikolata kullandım. sonra rengi açık oldu gibi geldi biraz kakao ekleyip karıştırdım. ama sonra süzmek zorunda kaldım. pütürlü olmasın diye. bu da konur pişmiş pastanın üstüne. sonra soğutulur ve erimiş beyaz çikolata ile benim gibi iğrenç değil daha düzgün çizgiler yapılır ya da her ne isterseniz. sonra afiyetle yenir. bu kadar...

yanında içilebilecek tek şey de tabii ki süper bi çay. bizimki semaverdeydi. binbir kat güzeldi.

elllerine sağlık ahmd :)




 
web analytics
nolmuş?