Pazartesi, Ekim 27

kapanınca blogger vardım wordpressin kapısına. pek de hoşuma gitti. orda kalıcam galiba. ihanet etmiyorum yıllardır beni bağrında besleyen büyüten bloggera. irtibatım kesilmeyecektir. :)
adresim şudur ; herseys girenler ne kadar da mutludur :p

Çarşamba, Ekim 22

yemekteyiz diye bir yarışma başlamış. 5 kişi evinde diğerlerini ağırlıyor, yemekelr yapıyorlar falan. tabii ki ödüllü bi yarışma ve herkes birbiri hakkında vıdıvıdı. yok şu şöyleydi bu böyleydi. herşeye bi bahane. güveç neden güveçte değil, çatal neden burda değil. normal ekmek yok, ortada peynir yok. garip garip şeyler. hadi tamam gerçi haklılar kazanmak için ona buna laf atıyolar bişi demiyorum. ama kazanmak için bişi yapmaz mı insan. sadece etrafa laf atmakla bi yere gelinmez. ilk programı izlememiştim. yani reklamlarını gördüm sadece. ikincisini az biraz daha fazla gördüm. hani ben girsem.. ki beni bırakın (kesin kazanırım (ukalayım adsızcım napıyım idare et):) benim ahmdim bile çok daha iyi yapar herşeyi. hem ii yapar hemde kazanır. ah bi girsem yarışmaya.. 10 binytl ile ne yapsam.. ım...

Pazartesi, Ekim 20

laylalaylaalayyy... mutluyum galiba. ne mutlu mutluyum diyene..

Haftasonumz güzel geçti sanırım. gerçi naptık dersek... düşünüyorum kayda değer bişi yok gibi. ama güzeldi işte. bişi olmasına gerek yok. zaten bazen insan bişi olmasın istiyor. öle geçsin zaman. en güzeli sanırım. cts kah evde kah natilusta hatta toyzz de geçti. uzun zaman durduk orda. hediye daha kolay seçtik, ahmd saatlerce araba baktı. gerçeğni alamayız bari ufağını alalım diye baktık da baktık. en sonunda şunu aldı. fotoğrafı da kendi çekti eline sağlık güzel olmuş :)
evde onu başucuna koyup uyuyacak sandım ama okadar da hevesli değilmiş meğer :)

Sonra pazar günü canım yeğenim Ömerin doğumgünü vardı. bende pastalarını yapacaktım. cts yaptım pazar süsledim. bence süper olmuştu. e her yiyenden de tam not aldı. bugün hele biri böyle bişi hiç yemedim süper dedi tarfini aldı. dedim ben istediğiniz zaman söyleyin satarım falan filan. a ne iyi olur dedi fakat inanmadı :) halbuki fiyatta iyi demişlerdi .ben 30 düşünürken 50 verilir rahat dediler:) tamam canım satıyorum sattım :) tarifi burda da var ama en kısa zamanda yeni blogumuz hobirikste de olacak. e yemekzevkine de koyarız belkii.. bilemiyorum, link verirse hobirikse düşünürüz :) ( nasılım eslem süperim dimi? :) e işletme okumuşum madem pazarlamasını da yapabiliyim blogumuzun dimi?? :))


Cuma, Ekim 17

geçen ki salacak manzarası...


salacaktan manzara..

ve son günlerde bol bol dinlediğim şarkı ;


Rafet El Roman - Aşk-ı Virane

ben aslında rafet el romanı sevmezdim. severdim de hani öle çok dinlemezdim, dinlemek istemezdim. ama son zamanlarda farkettim ki ( ki büyüdüğümü fark etmemle aynı zamana gelir) hep slow parçaları seviyorum, dinlemek istiyorum. tamam hala ceza da dinliyorum. ve oğlumun çok sevdiğini düşünüyorum. ama neden rafetelromanı daha çok seviyorum anlamıyorum. artık annelerimizn babalarımızn "kafam almıyo kıs şunun sesini" laflarını bizler de söyleyeceğiz sanırım. ama çocuklarımızla beraber dinlemeyi de bileceğimizi düşünüyorum...

Perşembe, Ekim 16

çok tanımadığım bi ortamda..
bi tanımadığım...
_ hamilelik çok yakışmış dedi.. mutlu oldum..
bi tanımadığım...
_ yüzün mü şişmiş senin? çok tuzlu yiyosun galiba? ekmek falan yeme. tuzu kes. vıdıvıdıvıdı...

saol ya ben de bilmiyordum... herhalde bana söylenecek en son şeyleri söyledi kadıncağız. zaten moralim sıfır, depresyondayım, bunalımdayım,dertliyim bide üstüne ne diyo. sanki bilmiyorum.. göbeğim de çıkmış sanki ne dersin he teyze?? :) insanı zorla kendinden nefret ettiriyolar canım aa.. sonra... bide bebeği ezme gibi bi düşünce var ki ondan hiç bahsetmicem...

bugün palladium diye bi alışveriş merkezi varmış oraya gittik. ataşehirin falan oralarda bi yerde. baya büyük bi yermiş. yerli yabancı değişik değişik mağazalar var. hem ferah hem boş. yani aslında kalabalık ama büyüklükten belli değil. hem sanırım öle çoğulçuğul insan da yok. bakalım yeni bi mekan bulduk. gideriz sıksık. he aklınızda bulsun yiyebildiğiniz kadar suşi sadece 35 ytl. yeyin gari.. yok hani 10 ytl olsa falan denersin ama çok pahalı bence. yiyebildiğin kadar pizza bile ne kadar yiyebiliyor ki insanoğlu dimi? suşiyi napsın...
sonra...
ben eve geldim. tarhana çorbası yapıcam çok heyecanlıyım gerçekten. bi kere yaptım hiç güzel olmadı. ki annemin yaptıı gibi de istemiyor ahmd. bakalım tutturabilecekmiyim...

sonra bide...
yeğenim ömercikin doğumgünü için 2 tane "özel mer çizkeki" siparişi aldım, bakalım... fotolarla aranızda oluruz inşlh..

Pazartesi, Ekim 13

peynirli domatesli sandiviç yerken bi blog yazmak geldi içimden. belki de hala neyin eksik olduğunu bilmediğimden. peynirli domatesli bi sandiviçin yanına bişi daha olmalıydı. ama bi türlü aklıma gelmedi gelemedi. zaten sandiviçte bitti. :)

birazdan yemek yapmaya gidicem. tabi herzamanki gibi en basit şey olsa bile bi bakmak lazım kim nasıl yapmış falan. çok kötü bişi bu aslında. hiçbişi aklımda olmuyor sanki. herşeyi ınternetten bakmak istiyorum. bi ara ınternet bağımlılık yapıyor insanlar doktorlara gidiyor falan diye haberler çıkıyordu. artık o haberi yapanlar da dahil doktorlar da dahil bağımlı olduklarından herhalde hiç haber yapılmıyor. ınternetin faydaları çıkıyor hep. gerçi tabi sorunlar da var. nice ailelerin yuvaları yıkılıyor, nicesi üzülüyor, dertleniyor, fena şeyler oluyor işte. Allah beterinden uzak tutsun bizleri. ve bizler yemek tarifleri bakmaya, kah eğlenmeye kah rızkımızı çıkarmaya devam edelim masum masum...


( peynir domates acaba yanına çay mı yapsaydım?? )


dün 2 sene önceye gittim. moralim bozuldu gene. bunalıma girdim. depresyondayım hatta. böle eski fotoya bakmadan bakınca normal gözüküyor herşey ama.. bi insan 2 sene de ne kadar değişebilir ki... hele bi beklenen gelsin de... 10 sene önceeye dönmeyi planlıyorum... :p


yok bu kadar da küçülebileceğimi sanmıyorum :)
bence peynir+domates+simit üçlüsünü özlemişim ben. e çaysız da olmaz tabi.
hadi yemek vakti. tabi devamında temziliğe devam... ne zaman biticek ki bu işler? hiiç...

Pazar, Ekim 12

haftasonu iyi mi geçti kötü mü geçti pek anlamlandıramıyorum. bugünlerde pek bişi anlamlandıramıyorum zaten. hayr olsun. hamilelik algı yeteneğimi mi zedeledi acaba? yok gerçi sanmıyorum. anlamamam, anlasam da anlamamazlığa vermem gereken şeyleri anladığıma ve herşeyin farkında olup bide üstüne üstlük unutamadığıma göre bi sorun yok. gerçiii... ben çok çabuk unuturdum herşeyi. sanırım bi sorun var. ama bilmiyorum. evet.. bilmesem en güzeli...

ama güzellikler de dolu. dopdolu..

cts sabah kahvaltı bile güzeldi aslında. sonrasında da blog buluşması. hamarat sabahnurumuza gittik. eslem, mandalin, kelebek bide mp ile. ama bence ana fikir ne blog,ne flickr ne bişiydi. günün konusu çocuklardı. hatta bebelerdi. bol çocuklu bi ortamda olmaktan zevk duydum fazlasıyla. kah özendim, kah en rahat benim diye sevindim. (özellikle yemek yeme zamanında :)) soframız da çok güzeldi, bugüne kadar yediğim en güzel ıspanaklı salatayı yedim. herşey için teşekkür etmeyi bi borç bilirim. en kısa zamanda da bana beklerim...



bugün ise...

kahvaltı mı öğle yemeği mi ne yedik. ahmd'in özel omletinden. üniversite zamanında çok yediği, beğendiği bi omleti taklit ediyor. e ses çıkarmıyoruz tabi. ne de olsa kahvaltı da "bendensin bugün" dedi mi akan sular durur. isterse sadece sofra hazırlasın :)

neyse..
sonra market diye çıktığımız yola ahmdin manzaraya gidiyoruz demesi eşlik etti. ve haremin üstü falan öle üsküdarda bi yere gitttik. meğer salacakmış. çok güzel süper bi manzarası varmış. hakkaten kafa dinlenecek bi yermiş. haklıymış. sonracıma bi kiralık ev vardı. dedim bizimkini versek kiraya da gelsek buraya. balkonu falan negüzel oturulur kimbilir dedik. ve orda hiiç kıymet bilip oturmayanları gördük. yani göremedik. öle işte. sonra gez dolaş market derken eve geldik. bugünü bendensinlerle çoşturan ahmdin elinden tonbalıklı sandiviç yedik. ama söz yarın hep bendensin ahmd:)
şimdi evdeyiz. uykum gelemiyor nedense son günlerde. hayr olsun...
bide iyi olalım hep inşlh. cümlemiz yani... kalalım sağlıcakla...

Cuma, Ekim 10

en çok bugün araba kullanmışımdır herhalde ömümde. karşıdan geldi 2 arkdaşım. bide emel. gezdik durduk. ordan oraya ordan oraya. çok şükür bi vukuat olmadan sağ sağlim eve gelebildik. fakat bacağım ağrıyor biraz. bi oraya bi oraya basmaktan sanırım.
tepe natilusdaydık bi ara. mothercareden falan çıkıp ortaya doğru gelirken hepimiz bi anda durduk kaldık. iki tane çikolata şelalesi gözümüzün önündeydi. hemen yaklaştık. önünde bi sürü bayan vardı. e çikoalta bayanların vazgeçilmezi. adam bizim için hazırlarken hepimizin gözleri ışıl ışıldı. elimize aldığımızda kokusunu içimize çektiğimizde bambaşka alemlere daldık hepimiz. bi kere çok mutluyduk. okadar dertleştiğimiz konu, o kadar sorun biranda hoop gidivermişti. kokusu bile mutlu etmeye yetmişti. en alta muz koydu adam. üstünede çikolata şelalesinden erimiş çikolata bi kepçe. tabi o anda biraz bozulduk. bi kepçecik mi diye fkat sonra anlayacaktık onun bile çok geleceğini. sonra üzerine dışı çikolata kaplanmış çilek koydu. ben kavun istememiştim o yüzden fazla koydu bana. e tabi kzılar durur mu en iyisi bizde de olmasın dediler hemen :) ve çilekler bi harikaydı. sonra muz ve çikolata aşkı. herkes bitirdi fakat ben.. ki performansım herzaman çok iyidir yme konusunda. ama bu sefer olmadı. zaten bebeğimle beraber olalı beri çikolataya karşı çok bi ilgim kalmadı. tamam evde ki tobleronlar bitmiş olabilir ama. bi yiyişte çok yiyemiyorum gerçek. neyse işte.. çok yaygınlaşan mısır olayının çikolata şekliydi bu. ve bence çok iyi bi akıl. hatta bi bayi alsak ne güzel olur diye düşünmeden edemedim. sitesi daha yapılmamış. çok yeni bi olay sanırım. ki zaten yeni gördüm. neyse işte.. denemenizi tavsiye ederim. dobişko yorumu gibi oldu :) adı choc'nette. ama bi rakip açsak fastchocolate de süper olur bence. evet evet. bunu ben buldum haberiniz olsun...

puf.. sıkılmaya başladım artık. bekle bekle,sabırsızlanıyorum...
ama bu arada...
o gelmeden yapmam gereken işler hala var. öncelik kıyafetleri yıkanacak falan. neyse zor işler değil çok şükür. 1 günlük işler ama ben sallıyorum sanırım. şimdi bol bol sallıyım da nasıl olsa durdurak bilmeden çalışıcam.. hakkaten şimdi salladığımdan da olsa gerek yetişemiyorum çoğu şeye. yapınca ii yapıyorum ama kalıyor işte aklımda olan şeyler. daha hızlı olmam lazım. inşlh bakalım. annemi düşünüyorum da.. maşaallah hala aynı. bana geldiğinde illa bi iş bulup yapmak istiyor. eski kadnlar çok çalışkan valla. bakalım bizler nolucaz. gerçi çevremde gördüğüm bazı yaşıtlarımdan iyiyim. valla bak :) aman neyse.. ne demeye çalışıyorum ki ben. önce o ütüleri bitir mer..

Cuma, Ekim 3

ilkokulda falan ne derdi öğretmenler.. bayram tatilinde yazın ne yaptığınızı. ve başlardık bayramın 1. günü ; uyandım bayramlıklarımı giydim. el öptüm falan filan. ne kadar da farklılaşıyor bayramlar. bi kere o büyük kahvaltılar olmuyor annemde. herkes bi yere dağılmış oldu sanki. gene toplanıyoruz ama kahvaltı gibisi yok gerçekten. su börekleri, kahvaltılıklar, çolukçocuk,herkes en güzel giyinmiş bayramlaşıyorlar,yeniyor içiliyor, çok özlemişim gerçekten.

bu ilk ramazan bayramım oldu, akrabaları daha klay gezebildik bu sefer. arabamız yoktu ilk sefer. daha kolaydı ama trafikte o kadar sıkıldık ki. 2 buçuk saatte anca geçebildik karşıya. satıcılar falan dolmuştu yolda. hep düşünürüm onları görünce. yenilik getirmeyi aklına getiren hiiç yok. herkes kağıt helva satıyor. tamam alınabilir ama o kadar arabadan kaç kişi alır ki kağıt helva. 10dan fazla satan vardı. hepsine düşen pay ne kadar ki? yenilik getirmeleri gerekiyor işte. birileri de muz ve su satıyorlardı. hadi birz değişmiş ama. sürümden kazanacakları birşeye ihtiyaçları var bence. neyse.. hayırlı kazançları olsun inşlh.
bide ;
bayramda doğmamış çocuğuma harçlık topladım :) süperdi :)

Pazartesi, Eylül 29

ömrümün en hızlı geçen ramazanıydı sanırım. hem evli olarak ilk ramazandı hem de bu tarafta. evli olmanın farkı zaten ortada. kalk sahur hazırla falan. en başta korktuğum gibi olmadı çok şükür. kolay geldi herşey. iftarlarda güzeldi. zaten çoğunlukla birilerine gittik. birileri geldi derken daha güzel geçti. bide birlerine gidip,gelmeselerdi bizlere iyice anlamayacaktım ramazanı. ramazan kalabalık sofralarda,yumurtalı pide kokularıyla anlaşılıyor benim hayatımda galiba. tamam onu da duydum ama fatihte oturduğum gibi değildi kesinlikle. orda dışarı çıkınca anlıyosun ramazan olduğunu. bi kere tam da bizim caddeden akın akın millet hırka i şerife gidiyor, sonra oranın pazarı var hurmalar,başörtüler satılıyor. çevrede iftar menuleri yazıyor şukadar bu kadar diye. fatihe çıkıyor herkes bayrama yakın, ve bunları hep görüyosun, farkındasın insanların ne yaptıklaının. sonra bide tabi sultanahmet var. bekleniyor kitap fuarı. gilidp dolduruyosun poşetini. sonra sucuk ekmek yiyosun en önemlisi de hataydan glen künefeyi tadıorsun her seneki gibi. gezip duruyosun ne yesem diye bakıyosun etrafa. herkes ramazan diye gelmiş oraya. falan filan işte.. bunların hiçbirisini yaşayamadım bu sene. bu tarafta dışarı çıksan da hiiç anlamıyorsun ramazanı. geçen hafta salı pazarınak kadıköye gittim, ben bile şaşırdım ramazan bitti mi diye. mcdonaldsta kuyruk bile vardı. hiç hoşlaşmadım anadolu yakası ramazanından. ramazanda avrupa yakasına taşınılmalı bence. zaten kısa da sürdü ramazan. hadi noolur 1 ay daha tutalım oruç. ve kapanmasın hatay künefecisi. bu sene de yiyebileyim, fuar tekrar açılsın aklımdaki kitapları alabileyim.
ailenin son iftarını verdim geçen cumartesi. oldukça kalabalıktı. ailemiz maşallh gnden güne büyüyor. 16 kişi olacaktı. abim gelmedi. sonra teyzemleri çağırdık falan derken gene 16 kişiydik. yemeklerin derdini unuttup masaya nasıl sığacağımızı hesaplarken annemler ablmalar iftara yetişemediler. Allah tarafından işte. böyle olunca yiyenler yedi kalktılar onlar gelene kadar. herşey yerli yerine oturdu elhamdülillah. bu sefer menumu değiştirdim.yemesi zevkli bi menuydu. fakat zorladı beni biraz. hep uğraştırıcı el oyalayıcı şeyler seçmişim. son anda lahana dolması sarmıyım diye düşündüm hepama. dayanamdım gene gece gece sardım durdum. koaly ama kalbalık misafire daha bisürü iş varken yapılacak iş değilmiş. menum şöleydi, fotoğraım yok elimde melda çekmişti gönderirise koyarım. zaten aynı masa bi farklılık yok,tabak aynı masa aynı,(yeni bi tabak takımı mı alsam :p)
kahvaltılıklar vb..
lebeniye çorbası
milföyde mantarlı tavuk
beykoz kebabı
pilav
zeytinyağlı fasulye(meldadan)
lahana dolması
ıspanak graten(annemden)
semizotu salatası
sakızlı güllaç
cafefernando kurabiyeleri
işte böyle. aklımızda bulunsun. çorbamı da çok sevdim. dün akşam star haberde de tarfini verdiler ahçılar, ama onlar etle yaptı. bense ufak ufak köfteler yapıp içine kızartıp attım. portakaldan tarif. tavsiye ederim.
bu aralar beşik bakıp duruyoruz heryerlerde. ama hala bi karar vermedik. ne alacağımızı biliyoruz ama nerden alacağımızı bilemiyoruz şuan itibariyle. dün birde araba baktık. ilk defa e-bebek mağazasına gttik ki yürüyerek gidebilecek bi masafedeyken daha yeni. araba aktık oğlumuza. takım alacaktık ama beğenemedik. muhtemelen kimsenin bizle ilgilenmemesinin de katkısı oldu. biri gelip satmaya çalışsa kesin alacaktık. neyse.. beğenemedik bi türlü. bazısının nasıl kapanacağını bile bulamadık. bi zamandan sonra zevkli olmaya başladı. bakalım bu nasıl kapanıyo hadi şuna bas yok olmadı buna. neyse kafamızda şekillendi gibi. hayırlısı bakalım..
vee bebeğimizin ilk oyuncağını da aldık. gerçi cts ablam ikeanın yumuşak topundan getirmişti ama. gerçi o da ahmde ouncak oldu ya neyse.. aldık işte bişi. gösteririm çok şeker :)

Cuma, Eylül 26

ilk ayakkabı...

ilk ayakkabımızı aldık geçenlerde. gerçi ablam bi kaçtane vermişti ama kendimize özel ilk ayakkabımız bunlar olmuş oldu. converse değil markası ama converse gibi işte. en kısa zamanda kendime de bi lacivert converse almak istiyorum(duyuru). hatta babaya da alalım öle gezelim ne güzel. eehe sevyorum böyle şeyleri.
eşyalarını yerleştirdim dün. gerçi çıkıp yıkanıp tekrar konacak yerlerine ama. olsun. ortadan kalktı en azından. dağınıkken çok gözüküyordu gözüme ama şimdilerde sanki bişisi yok gibi geldi oğlumun. sanki daha bi sürü şey almalı. ne giycek bu çocuk diyorum hep kendi kendime. hele az daha zaman geçsin. indirimler bitti,e şimdi herşey ateş pahası. şu zara indirime bi girsin hele. gerçi oğlumla da çıkarız belki. azcık büyür, sonra da doğru gezmelere. atttaya :p dün akşam capitole gittik. gitmişken bi araba baktık. beğendik. gerçi ahmd daha çok yeni gelmiş olan audi R8'e baktı ama.. olsun. :)

Perşembe, Eylül 25

2 tane iftar davetini geçirdim. biri kayınvalidemler biri de ahmd'in şirket arkadaşları içindi. 2 kre aynı menuyu hazırladım. elim hızlandı. bu cts içinde aynılarını yapsam diyprum ama ben yemekten sıkıldım artık mantar çorbasını özellikle. menulerim kara tahtada.




yemek yapmak çok kolay aslında. sorun bulaşık. hani makinaya koysan ama lazım da oluyor. özellikle böyle son dakika yapılacağı için çoğu yemek. hangi birinden başlayacağını şaşırıyorsun. sağolasun pazar günü ahmd de oldukça yardım etti bana. en sevmediğim iş olan ıspanak yıkamak onun işiydi. bundan sonra benden sık sık ıspanak istemeyeceğini düşünüyorum bakalım :)

şimdilerde cts günü için menu oluşturma çabalarındayım. bakıyorum bakıyorum da hep aynı sanki. bakalım yarına kadar kesinleşmesi lazım. bugün pazarım var aslında ama artık taşıyamıyorum maalesef aldıklarımı. duramıyorum da almadan. elim kolum dolu bide yokuş çıkıyorum. sırf yufka almaya gidebilirm sanırm.



geçen salı da kadıköy pazarına gittik emelle. baya bi yoruldum. sanırım son pazarımdı. gerçi sorun ayakkabımdı. malum bayram geliyor. dedim belki bana göre bişiler bulurum pazarda. hamile kıyafetlerine benzeyen şeyler oluyor genelde. e buldum da zaten ama.. gene de moralim bozuk. kocaman olduk oğlumla beraber. tam 7 aylık olduk dile kolay. yarın doktor randevum var. nekadar oldu bebeğim bilmiyorum. umarım herşey yolundadır. insan korkuveriyor nedense. Allah hayırlısını versin.


bakıyorum da... çoğu insan yazıyor işte hamileyken özledikleri şeyleri. en hak verdiklerimden biri şu ki yüzüstü yatmak. gerçekten bazen okadar ihtiyaç duyuyorum ki. ama ama.. en çok özlediğim şeyi düşününce kndim olduğuna karar veriyorum. aynaya baktığımda değil belki. tamam bu mer bu eski mer diyorum ama.. geçmiş resimlere baktığımda. ki bu resimler öle 10 senelik değil en fazla 2 senelik ahmd ile tanıştığımız zamanlardan. bambaşka birini görüyorum işte ozaman. moralim bozuluyor neden böyle oldu diye. gerçi olan bişi yok ama ne biliym farklı işte. ahmd bile diyor ne güzelmişsin diye. :( uf.. burnumun büyüdüğünü düşünüyorum en fazla göbemden sonra. :) çok değişik geliyor gerçkten. uf neyse.. düzelirm inşlh. aman o kadar da kötü değilim zaten canım. abartmaya gerek yok :)

Perşembe, Eylül 18

ne oyunlar gördüm de böylesini görmedim. yeğenim ömer çok ısrar etti illa davetimi kabul et diye. sonra benim facebook hesabımdan benim yerime oynadı bile. bi ara göz gezdirdim inanamadım. her oyun da görevler olur. hani tamam adamalrı öldürürsün falan. hapisten kaçaya ya da birni kurtarmaya çalışırsın falan. bunda paran ve gücün arttıkça ki görevlerden bazıları şunlar.. mülke zarar ver, korsan yazılım sat, ev soy... dha kimbilir neler vardır da benim görebildiğim bu. hangi akıllı yaptı ki bu oyunu, o kadar saçma ki. çoluk çocuğun içinde ki kötü tarafımı ortaya çıkarmak amaç nedir yani. çok kötü ya. yazık... aman ömer dedim bunlar yalan, sen sen ol sakın korsan yazılım satma :) bi oynu daha vardı ömerin. onu bğendim. zamaında ilk bilgisayarımız olduğu zamanlardı. ateş diye bi oyun vardı. gerçi belki adı farklıydı da biz öle derdik. saatlerce oynardım. böle hapisten kaçmaya çalışan bi adam vardı. işte adamları öldürüyosun ipuçlarıyla yolu buluyorsun falan. melda hiç oynayamazdı. beni izlerdi hep. tıpkı tek bisiklet varken benim binip onun arkamdan koşması gibi. neler çekmişsin ben mel :) neyse.. ömerin oyunu da bunun gibi bişi. ama gelişmiş olaylar var. yolda bi arabayı durdurup alıyosun mesela arabasını falan. çarpıyosun arabalra. istediğin gibi git süper. benim içimde de biraz var bişiler galiba. masumları öldürttüm çocuğa. şu koşan kızı öldür bakayım falan. ehe.. komikti :)

hep gittik hep gittik. bugün bana gelecek kayınvalidemler. herşeyim hazır. bi tek pilavım kaldı. hele bi sofram dolsun da fotolarla uğraşırım belki. makinalardan o kadar uzak kalmışım ki nerde olduğuna dair bi fikrim bile yoktu. geçen arabada buldum ikisinide. işe de yaradı gerçi. geçen pazar gene bi iftara gidecektik taa gebzeye. e gündüz iş de yok( gerçi iş çok yapan yok) napalım npalım.. yuşa tepesine gidelim dedik. uzak mı uzak ama çıkalım işte derken öğle namazında anca çıkabildik. tabi günlerden pazar. ana baba gününü aşmış bi gün, anababa, ananebabanne, toruntorba. hepsi orda. e tabi arabayı park edecek yer bulmak zor. bulsan da saatler geçeceğinden ve kıt bi zaman da gittiğimizden giremedik. aşağıdan doğru dua okuduk. bi daha görüşmek üzere dedik inşlh.
ordan ilerde anadolu kavağı varmış. uzun zamandır ahmd meth ediyordu. hakkaten bugüne kadr gitmemiş olduğuma şaşırdım. istanbul mu orası yani diye düşünmeden edemedim. boş bi istanbl görmk çok ilginçti. zaten heryer ufak sahil kasabası havasındaydı. bi sürü turist vb. oruçlu da olmamak lazımdı. güzel balıkçılar vardı. sanırım motorla da gidiliyor. tavsiye ederim. tepe de ki kaleye çıktık. manzara muhteşemdi. marmara bitip karadeniz başlıyormuş. çok hoşuma gitti. keşke daha zaman olsaydı da böle kalenin tepelerine oturmuş turist sevgililer gibi oturup öle bakıp dursaydık. bide tabi keşke fotomakinalarının şarjları bitmeseydi. bi dahakine oldukça hazırlıklı gidelim inşlh.
daha da ilerisi anadolu feneriymiş. fakat acelemiz olduğundan gidemedik ve döndük. giderken sahilden gitmiştik. baya uzundu yol. fakat dönüşte temden bastırıp gelirken yarım saat sürdü yol sadece. şaşırdım. sevindim. ben kızlarla gelirim buralara dedim. ahmd ters baktı :) neyse :))
makinalaar hala arabada olduğundan fotoğraf gösteremiyorum. tabi bu günkü soframın fotosunu çkebilmem için arabadan almam gerekiyor makinaları. bakalım üşenmezsem...
pazar gün de misafirim var. bu haftaya özel bi menu hazırladım ve bu hafta kim gelse aynı şeyi yicek :) tabii ki yenilerini yapıcam :) ama ne yapsam derdi yok. tamamen aynı. hatta mutfakta ki kara tahtamın fotosu iyi gider. 2 kere mantar çorbası 2 kere püre falan yazıyor:)
bugün ilk defa oruç tutamadım. ilk zamanlar daha iyi gidiyordu gibi sanki. sanırım daha çok yiyordum sahurda. ama şimdilerde canım bişi çekmiyor. o yüzden saat 12-1 gibi midem kazınıyor fena oluyorum. belki de tutmamam gerekiyor acıkıyor mu oğluşum bilmiyorum ama depoda bol var diyerek avutuyorum kendimi. umarım iyidir oğlum. bugün alt kat komşum oruç tuttuğumu duyunca salaksıın? dedi :) ama kötü düşünmeyin. rus kendisi pek bilmior ne denir falan. zaten bi anlasam :) bugün yanımda tlfda rusça konuştu daha mı anlaşılırdı sanki :)) neyse.. :) tabii sırf çocuk için dedi. dininde imanında çok şükür :)
dün ev de tek başıma iftar yaptım. ahmdnin şirkette yemeği vardı. ev de çok işim olmasa esleeem seni arıcaktım iftar yapalım beraber diyeee :) ama işim vardı zaman olmadı işte. uf çok yazmışım galiba. en iyisi gidip pilav yapmak. daha sonra görüşüz...
fonda... adı lazım değil baş harfi ben... birileri bi ara baş harfi mer diye şey ettiydi :)
neyse.. bende seniydi :)
ya biri deyince aklıma geldi. hani şmdilerde bi ınternet olayı çıktı biri diye. ya o bizim lafımızdı. biri kelimsini önce biz kullanmıştık ahmdle. hatta hilal ablamla en çok kullanırız. mesela bi iş mi var ortada yapılacak. biri kalksa da çay koysa der mesela ablam. ben de seslenirim. biriiii gelsenee diye. şimdilerde ahmdle de yapıyorz. tabi hep o biri ben oluyorum. olsun da konu şu ki.. telif ücreti almalıyız biz :)

Perşembe, Eylül 11

ne de çabuk geçiyor zaman deil mi? ramazan bile geçiyor haberimiz yok. 1. haftası geçti bitti bile.
ramazan öncesinde korkularım vardı. ilk ramazanımızdı, ve ben acaba ne yemek yapıcaktım. aslında normalde ne yapıyorsak oydu ama ne bilyim korktum işte. sorup durdum ahmete ne yapsak, sahurda ne yersin falan fialn diye. gerçi onu alışkanlıklarından vazgeçirip kendime bağlayabildim ama olsundu önemliydi gene istediği :) neyse.. korkmama gerek yokmuş. çok rahat geçiyormuş meğer ramazan. oruçta tutabiliyorum yemekte yapabiliyorum. gerçiiii... :) daha sadece 1 gün yiyebildik evimizde adamakıllı. hergün biyere gittik, e eve de tam yerleşememiş olduğumdan. davet bile ettirdik kendimizi :) yani bizi davet etmek isteyen varsa kapıları hep açık olsun, biz hazırız :) hem çok sevap oruçluya iftar yaptırtmak :) amaç sırf sevap kazandırtmak :)
sonra bide pufpufpufuduk pideler çıktı. pidesiz bi ramazan ıı ne biliyim ütüsüz gömlk gibidir :p düşünülemez. bunu söylediğimde ahmd uf sıra falan olur şimdi hep dedi. hı? dedim. ayıptır sölemesi fırınımız olduğundan hiç sıra falan görmemişim ben. hatta ararız getirirler falan yani :) dün ben çıktım pide almaya allahtan yoktu sıra. yoksa nasıl beklerim aa.. :)
sanki eskiden ramazan programları daha güzeldi. engin noyan vardı, ne güzeldi. gene var ama bizde hilal tv yok. o yüzden muhtelif kanallarda gezer oldum ahmdi beklerken dün. inanırmısınız en güzeli trtdeki programdı. hoş anlatımlar vardı. e ne de olsa türkiye finans sponsoruymuş :) yani program bizim sayılır. programda bi bölüm yapmışlar. millete soru soruyorlar. hz. Muhammedle karılaşsanız ne derdniz ne yapardınız? ama süper olmuş. çünkü gdip atıorum bi tek fatihte değil istanbulun birçok farklı kesiminden insana sormuşlar. metrocitynin önünde bi genç kız hiç bi şey sormam evet evet sormam dedi gurur veren bi edayla mesela. sonra bir başka kız beni inandır derdim dedi. sonra parkta 12 yaşlarında bi çocuk ki annesi izin vermiyo ve destek arıyor _ hiç saçlarını uzatmış mı diye sorardım. dedi. işte çocuk aklı. bi diğer çocuk aklıda ki muhtemelen babası futbol çok izliyo ve durumları kötü. ii bi futbolcu olup aileme bakmak isterdim dedi. Allah gönlüne göre versin ne diyim. işte öle...

Perşembe, Ağustos 28

evime geldim. mutluyum... hakkaten insanın evii gbisi yoook. ne kadar tatile gidersen git çok rahat da olursan ol ama evin bambaşka. mutluyum mutlusun mutlu. ne güzel...
bebeğin eşyalarını düzeltmekle geçti gün. ve alışverişle. nelervar neler yok ne lazım yazdım bide. bilemiyorum çünkü ne alacağımı. bari listeliyim de dedim kolaylansın. bi dışarı çıkınca farkediyo insan daha çoook şeyin lazım olduğunu. en ufak şeyden kocaman şeylere kadar. en ufağından bi tırnak makası. bugn aldım ama manikür seti bebeğime :) törpüsü bilem var:) metroseksüel olacak oğlum :) sonra tarakları var minicik. gerçi saçı kıvırcık olursa.. :) neyse.. kıvırcık tatlı bi bebek olur inşlh. gerçi şimdiden çok yaramaz bakalım nler görücez sayesinde.
öle işte...

Pazar, Ağustos 24

uzun zamandır bu kadr hızlı geçen bi gün yaşamamıştım. sabah kahveye misafirlerimiz vardı ve gece boyunca ınternet gelmediğinden ve malzemeleri unuttuğumdan son favori çizkekimi sabaha bırakmak zorunda kaldım. e sabah kahvaltıydı bilmem neydi. kıtıkıtına yetiştirdim. sufle gibi oldu dediler çünkü soğutamadan ikram ettim. üstüne beyaz çikolatasını da dökemedim tabi. ama gene beğenildi. akşam aynı kişiler yediklerinde farklı bi çizkke yemiş oldular beyaz çikolatalı. çok beğenildi gene. bu sefer 1 labneli yaptım ama süperdi gerçekten yani kendim yaptım diye söylemiyorum :)
neyse...
sonra.. via port açılmış ya bu taraftaki herkesin dilinde. e bi gidelim dedik. akşam da yemeğe davetliydik. hem de meldalar uğrayacaktık. via portu gezemedik. e pazaar günü içinde annemler abimler ve ablmalar yemeğe gelecekleri ortaya çıkınca market alışverişi yapıp çıktık. o kadar outlet gezilemedi yani. artık başka günlere. belki meyra ile de karşılaşırız diye düşünüyorum. :)
meldalara hızlıca uğradık gene de bişiler yedik tabi. sonra koşa koşa yemeğe. tabi geç kaldık. herkes sofradaydı bile. ama gene yedik süper bi balık yapılmıştı. ömrümde yediim en büyük çipuraydı. çipura güzel bişi gerçekten. hem bebek için de çok faydalı. bide gözünü yemek lazımmış. zzeka açıyormuş ama. balıkla yeterince açılır inşlh. dahi olmasına gerek yok oğlumum:)
orda gene kalan çizkeki yedik. herkes çok beğendi. sonra koşa koşa gene eve. evi topla, bilmem ne. yarın için biraz hazırlık. daha sabhaa da bii sürü işim var. ne zaman biticek bu işler bilmiyorum. ama biliyrum ki çok daha artacak. bana dua edin anacım. yetişemiyorum :)
şimdi ise ; tv'de en sevdiğim filmlerde testere 2 var. ahmd izliyor e ben izlemiştim gene izleyesim var ama bana yasak. çocuğumun bi cani olmasını istemem.öğrenmesin şimdiden o kadar iğrenç ölümler falan. ama en son çıkan 4. yü çok merak etmekteyim. inşlh bebek uyurken bigün :)
dün akşam havuz başında site bayanları eğlenti yaptılar. ben hiç kalkamadım. gene oturtamadılar beni ama. aman bişi olacak falan diye. kalkar kalkmaz teyzelerden amaan diye nidalar yükseldi. içimde kaldı inanın. kimin kınası var bu günlerde? :)
bi de bi haber.. canım arkadaşlarımdan emel ismekte yemek bölümünde öretmen oluyor. :) ben de gidicem yanına arada. ne de olsa benden de öğrendiği çok şey var. gerçekten :) aslında ben de olabilirdim:) hiç ismeklere gitmedim ama annem ile 1 saat 1000 ismk saatine bedel :) sölemişmiydim; ahmd anneme saray ahçısı diyor. e tabii ki de kendini padişah sanmıyor :) olsa olsa yeniçeri. belki ağaları :p
ya bide günün kötü şeysi ; kahve dünyasın da limonlu naneli frozen isimli bi içicek aldım. hayalimde limonatanın içinde nane koymuşlar. kokuyor falan ferah ferah. ama sonuç hüsran. nane,buz,limon 3lüsünü muhtemelen karıştırmışlar ve koymuşlar. ferahlatıyor ama. ekşi. şeker yok. yani limonata değil sırf limon. halbuki tatlı olsaydı paylaşmazdım kimselerle :)4 kiş anca azar azar bitirebildik. ıy.. bi daha yok..

son günlerde farkettim de.. sanki elimde kilitli bi günlük var ayıcıklı(ortaokuldaki günlüğüm) ve ben de böle olan olayları yazıp duruyorum. şöle oldu böle oldu falan filan. garipsedim. yıllar önce mel bana hatıra yazmıştı aynı böle. halbuki bana olan sevgisinden bahsetmeliydi ama şöyleydi girişi; ben antalya da şelale gördüm. ve çoşkunca akıyordu :)) hava atacak ya :)) neyse...
yarın da hızlı geçecek sanırım. ve pzt 12'ye kadar uyuyabilirm. aramayın bi zahmet :p

Perşembe, Ağustos 21

ım.. nerde kalmıştıık...
dondurma da.. :)
asos da çok durmadık ama gene dondurma yemeye gidebilirm. ordan kadırga koyuna gittik. çok güzeldi. ilk defa denize girdim. ıyy çok tuzluymuş. hiç sevmedim. ve eslemin dediği gibi hiç batamadım. çok kaldırıyo sanırım deniz :) ahmd çok temiz bi deniz olduğunu söylüyordu ama ayaklarıma taşlar batması hiç hoş değildi. ben gene havuzu tercih ederim. ama tabi ahmd ile yarış yapabilmek falan güzeldi. gerçi havuz olsa geçerdim ama.. deniz ve şartlar uygun değildi işte canım anlayın :)
ordan kaybola kaybola çanakkaleye döndük. yani yolu uzattık. bi amcayı aldık yolda bi daha da dönemedik onu bırakcaz diye. öle diye diye 3 kat yol yaptık ama yolar güzeldi. kekik kokusu aldığımızda durup aramak, kaplumbağayı kurtarmak, yaşlı amcayı götürmek herşey çok güzeldi. beraber olunca hangi şey kötü ki...
ertesi gün için planlarımız suya düşmüştü çünkü çok fena yapmur yapmıştı. olsundu.. güzeldi gene. çanakkalenin içini gezdik bu seferde. peynir helvası yedik aynalı çarşıyı gezdik. gerçi gezmekten çok bakındık işte öle ufak bi yermiş zaten. müze falan derken truvaya gidelim dedik. hani böle antik kent falan. yola düştük gene. çok da yakın bi yer değildi. ama kişi başı 15 ytl bide arabaya 4, 34 ytl istediklerinde girmeyelim dedik. taşları görmeye o kadar da hevesli değildim zaten. batman'e gideriz daha ii dedik ve döndük geri. foto çeke çeke yolculuklar harikaydı.
sonra...
çanakkaleyi bitirip ahmdnin köyüne gittik biga dolaylarına. orda da güzel günler geçirdik. gelin görmeler falan yaşadık, stres olmaktan çok eğlendik ama. sinir bozucu olan ahmdin bana bakıp bakıp gülmesiydi :). güzeldi herşey napalım gelin olunca böle oluyor :)
bi daha denize gittik ama hatırlamıyorum gittiğimiz yerin adını şuan. orası da güzeldi ama kadırga kadar değildi. gene kadırgaya gitmeyi isterim. orda piknik gibi bişiler yaptık. ben de pek severim :p
sonra dönüş yoluna çok farklı bi şekilde çıktık. araba yere bitişik gitmeye başlamıştı. sanırım 30 kilo domates aldılar. :) yani gidip topladık tarladan. ama çok fazlaydı:) tabi biizm değil kayınvalidemlerin. salçalar vb. arabayı yerleştirirken cümle komşudan patlıcan bamya geliyordu. sağolsunlar. süper bi bamya yaptım zaten :)
tatil de bitmiş oldu cuma günü gebzeye geldiğmizde. sonraki günler evde geçti. kah dinlenerek kah boya yaparak :)
holün tavanı akmıştı ve boyalar tabi. beraber boya yaptık ahmdle. çok zevkliydi. çok da kolay değilmiş kazıması bilmemnesi ama. zevkliydi. belki bebeğimizin odasını da boyarız diye düşünüyoruz. bakalım bi evimize gidelim de :) bide bordür falan bulayım istediğim gibi. süper olacak inşlh.
işte durum bu. hoşbuldum tekrar :)

Salı, Ağustos 19

tatil matil...

çok şükür geldik...

ilk defa arabayla tatile çıktık. bizim için heyecan vericiydi. giderken yolda yemek için yolluklar mı çaylar mı dersiniz. sanki fizana gidiyoruz. hiçbirini yiyemeden vardır gideceğmiz yere. ne bilelim uzun sanmıştık. çanakkale yolundaydık. öncelikle annemlere gittik geceden. sonra sabah çıktık yola. sabah dediysem 11 falandı. annemler olsa kesin sabah namazından sonra çıkarlardı. yolculuk çok güzel oluyormuş böyle. güle oynaya gittik maşaallah. doladoladoladola diye diye geçtik arazilerden. bazen de ceza eşlik etti bize. ve oğlum da ona. ceza dinlerken çok hareketli oluyor :) neyse...
kafana eseni yapmak güzel birşey. gerçi planlı gitmek istemiştim hep hani nerde durucaz falan filan diye ama. çok güzel oldu böylesi de. güneyli diye bi yerden geçerken uzaktan güzel bi sahili olduğunu gördük dedik bi bakalım. gerçekten güzel bi yerdi. ahmd denize girdi. ben girmedim henuz korkaktım :)
gelibolu güzel yermiş. abim askerliğini yapmıştı. gitmiştik ama çok küçüktüm. manzarası güzel bi yerdi. balıkları da güzeldi tabi. bi kötülüğü fazla içkili yerin olması. onun dışında güzel bi sahil kasabası.
ordan lapsekiye geçtik feribotla. feribotta çay keyfini de kaçırmadık. herşey çok güzeldi. lapsekiden doğruu çanakkale. içinde biraz dolandık arabayla ve ahmdnin dayısına geçtik. akşamına kordonda yürüyüş falan. festival varmış bide. funda arar'ın konserini izledik. güzeldi.
herşey iyi hoştu da çanakkale'de. çok rahatlık var içki konusunda. ben istanbul da bu kadr birebir rastlamamıştım açıkcası. bi yürüme yolunda sahilde yoktur ki bizim istanbul da. fıçılar dolu milletin önünde. çok garipsedim. görmemişim.
çanakkale genel olarak çok büyükmüş hakkaten. ama en işlek ve en merkez olan yerleri bizim en fazla bi fatih kadar. öyle çok bi gelişmişliği yok. hani istanbul deniz falan orda da nereye baksan deniz ama. gece olduğunda karşı da karanlıkları görmek hiç de hoş değil. canım istanbul canım istanbul demekten kendimi alamıyorum :)
bide... tamam savaş falan da. herşyi de bağlamaya gerek yok ki. bi tane dükkana da normal savaşla ilgisi olmayan bi isim koyun canım. anzak otel falan filan. neyse...

ertesi gün asos yolu gözüktü bize. az uzakmış ama iyi ki gitmişiz. hatta keşke orda kalsaydık dedim. ilk önce asos da gezdik kıyılarında. gerçi bize göre yerler değil. deniz giirlen sahili de pek asortik. resturantlar içkili falan. bize göre değildi ama görülmeye değerdi. ve en önemlisi dondurması yenmeliydi. hayatımzda yediğimiz en güzel dondurmayı yedik orda. pek de istekli almamıştık ama. mükemmeldi. ballı badem ve sakızlı dondurma verdi adam bize. ama sunum muhteşemdi. dümdüz bi külah. ve üstüne çikolata sürdü önce. sonra üerine 2 top dondurma. ve üzerini de ısıtılmış yani bükülen bi düz külah koydu gerçi buna külh denmez ama anlayın işte. sonra sıkıştırıd ortasında ki dondurmayı. ve işte o dondurma. süperdi. tadı damağımda kaldı.

ve çok yoruldum... buralar çok sıcak.. çok dayanılmıyo. bilgisayardda pek ısınıyor. neyse.. kalın sağlıcakla..

 
web analytics
nolmuş?