Pazartesi, Eylül 29

ömrümün en hızlı geçen ramazanıydı sanırım. hem evli olarak ilk ramazandı hem de bu tarafta. evli olmanın farkı zaten ortada. kalk sahur hazırla falan. en başta korktuğum gibi olmadı çok şükür. kolay geldi herşey. iftarlarda güzeldi. zaten çoğunlukla birilerine gittik. birileri geldi derken daha güzel geçti. bide birlerine gidip,gelmeselerdi bizlere iyice anlamayacaktım ramazanı. ramazan kalabalık sofralarda,yumurtalı pide kokularıyla anlaşılıyor benim hayatımda galiba. tamam onu da duydum ama fatihte oturduğum gibi değildi kesinlikle. orda dışarı çıkınca anlıyosun ramazan olduğunu. bi kere tam da bizim caddeden akın akın millet hırka i şerife gidiyor, sonra oranın pazarı var hurmalar,başörtüler satılıyor. çevrede iftar menuleri yazıyor şukadar bu kadar diye. fatihe çıkıyor herkes bayrama yakın, ve bunları hep görüyosun, farkındasın insanların ne yaptıklaının. sonra bide tabi sultanahmet var. bekleniyor kitap fuarı. gilidp dolduruyosun poşetini. sonra sucuk ekmek yiyosun en önemlisi de hataydan glen künefeyi tadıorsun her seneki gibi. gezip duruyosun ne yesem diye bakıyosun etrafa. herkes ramazan diye gelmiş oraya. falan filan işte.. bunların hiçbirisini yaşayamadım bu sene. bu tarafta dışarı çıksan da hiiç anlamıyorsun ramazanı. geçen hafta salı pazarınak kadıköye gittim, ben bile şaşırdım ramazan bitti mi diye. mcdonaldsta kuyruk bile vardı. hiç hoşlaşmadım anadolu yakası ramazanından. ramazanda avrupa yakasına taşınılmalı bence. zaten kısa da sürdü ramazan. hadi noolur 1 ay daha tutalım oruç. ve kapanmasın hatay künefecisi. bu sene de yiyebileyim, fuar tekrar açılsın aklımdaki kitapları alabileyim.
ailenin son iftarını verdim geçen cumartesi. oldukça kalabalıktı. ailemiz maşallh gnden güne büyüyor. 16 kişi olacaktı. abim gelmedi. sonra teyzemleri çağırdık falan derken gene 16 kişiydik. yemeklerin derdini unuttup masaya nasıl sığacağımızı hesaplarken annemler ablmalar iftara yetişemediler. Allah tarafından işte. böyle olunca yiyenler yedi kalktılar onlar gelene kadar. herşey yerli yerine oturdu elhamdülillah. bu sefer menumu değiştirdim.yemesi zevkli bi menuydu. fakat zorladı beni biraz. hep uğraştırıcı el oyalayıcı şeyler seçmişim. son anda lahana dolması sarmıyım diye düşündüm hepama. dayanamdım gene gece gece sardım durdum. koaly ama kalbalık misafire daha bisürü iş varken yapılacak iş değilmiş. menum şöleydi, fotoğraım yok elimde melda çekmişti gönderirise koyarım. zaten aynı masa bi farklılık yok,tabak aynı masa aynı,(yeni bi tabak takımı mı alsam :p)
kahvaltılıklar vb..
lebeniye çorbası
milföyde mantarlı tavuk
beykoz kebabı
pilav
zeytinyağlı fasulye(meldadan)
lahana dolması
ıspanak graten(annemden)
semizotu salatası
sakızlı güllaç
cafefernando kurabiyeleri
işte böyle. aklımızda bulunsun. çorbamı da çok sevdim. dün akşam star haberde de tarfini verdiler ahçılar, ama onlar etle yaptı. bense ufak ufak köfteler yapıp içine kızartıp attım. portakaldan tarif. tavsiye ederim.
bu aralar beşik bakıp duruyoruz heryerlerde. ama hala bi karar vermedik. ne alacağımızı biliyoruz ama nerden alacağımızı bilemiyoruz şuan itibariyle. dün birde araba baktık. ilk defa e-bebek mağazasına gttik ki yürüyerek gidebilecek bi masafedeyken daha yeni. araba aktık oğlumuza. takım alacaktık ama beğenemedik. muhtemelen kimsenin bizle ilgilenmemesinin de katkısı oldu. biri gelip satmaya çalışsa kesin alacaktık. neyse.. beğenemedik bi türlü. bazısının nasıl kapanacağını bile bulamadık. bi zamandan sonra zevkli olmaya başladı. bakalım bu nasıl kapanıyo hadi şuna bas yok olmadı buna. neyse kafamızda şekillendi gibi. hayırlısı bakalım..
vee bebeğimizin ilk oyuncağını da aldık. gerçi cts ablam ikeanın yumuşak topundan getirmişti ama. gerçi o da ahmde ouncak oldu ya neyse.. aldık işte bişi. gösteririm çok şeker :)

Cuma, Eylül 26

ilk ayakkabı...

ilk ayakkabımızı aldık geçenlerde. gerçi ablam bi kaçtane vermişti ama kendimize özel ilk ayakkabımız bunlar olmuş oldu. converse değil markası ama converse gibi işte. en kısa zamanda kendime de bi lacivert converse almak istiyorum(duyuru). hatta babaya da alalım öle gezelim ne güzel. eehe sevyorum böyle şeyleri.
eşyalarını yerleştirdim dün. gerçi çıkıp yıkanıp tekrar konacak yerlerine ama. olsun. ortadan kalktı en azından. dağınıkken çok gözüküyordu gözüme ama şimdilerde sanki bişisi yok gibi geldi oğlumun. sanki daha bi sürü şey almalı. ne giycek bu çocuk diyorum hep kendi kendime. hele az daha zaman geçsin. indirimler bitti,e şimdi herşey ateş pahası. şu zara indirime bi girsin hele. gerçi oğlumla da çıkarız belki. azcık büyür, sonra da doğru gezmelere. atttaya :p dün akşam capitole gittik. gitmişken bi araba baktık. beğendik. gerçi ahmd daha çok yeni gelmiş olan audi R8'e baktı ama.. olsun. :)

Perşembe, Eylül 25

2 tane iftar davetini geçirdim. biri kayınvalidemler biri de ahmd'in şirket arkadaşları içindi. 2 kre aynı menuyu hazırladım. elim hızlandı. bu cts içinde aynılarını yapsam diyprum ama ben yemekten sıkıldım artık mantar çorbasını özellikle. menulerim kara tahtada.




yemek yapmak çok kolay aslında. sorun bulaşık. hani makinaya koysan ama lazım da oluyor. özellikle böyle son dakika yapılacağı için çoğu yemek. hangi birinden başlayacağını şaşırıyorsun. sağolasun pazar günü ahmd de oldukça yardım etti bana. en sevmediğim iş olan ıspanak yıkamak onun işiydi. bundan sonra benden sık sık ıspanak istemeyeceğini düşünüyorum bakalım :)

şimdilerde cts günü için menu oluşturma çabalarındayım. bakıyorum bakıyorum da hep aynı sanki. bakalım yarına kadar kesinleşmesi lazım. bugün pazarım var aslında ama artık taşıyamıyorum maalesef aldıklarımı. duramıyorum da almadan. elim kolum dolu bide yokuş çıkıyorum. sırf yufka almaya gidebilirm sanırm.



geçen salı da kadıköy pazarına gittik emelle. baya bi yoruldum. sanırım son pazarımdı. gerçi sorun ayakkabımdı. malum bayram geliyor. dedim belki bana göre bişiler bulurum pazarda. hamile kıyafetlerine benzeyen şeyler oluyor genelde. e buldum da zaten ama.. gene de moralim bozuk. kocaman olduk oğlumla beraber. tam 7 aylık olduk dile kolay. yarın doktor randevum var. nekadar oldu bebeğim bilmiyorum. umarım herşey yolundadır. insan korkuveriyor nedense. Allah hayırlısını versin.


bakıyorum da... çoğu insan yazıyor işte hamileyken özledikleri şeyleri. en hak verdiklerimden biri şu ki yüzüstü yatmak. gerçekten bazen okadar ihtiyaç duyuyorum ki. ama ama.. en çok özlediğim şeyi düşününce kndim olduğuna karar veriyorum. aynaya baktığımda değil belki. tamam bu mer bu eski mer diyorum ama.. geçmiş resimlere baktığımda. ki bu resimler öle 10 senelik değil en fazla 2 senelik ahmd ile tanıştığımız zamanlardan. bambaşka birini görüyorum işte ozaman. moralim bozuluyor neden böyle oldu diye. gerçi olan bişi yok ama ne biliym farklı işte. ahmd bile diyor ne güzelmişsin diye. :( uf.. burnumun büyüdüğünü düşünüyorum en fazla göbemden sonra. :) çok değişik geliyor gerçkten. uf neyse.. düzelirm inşlh. aman o kadar da kötü değilim zaten canım. abartmaya gerek yok :)

Perşembe, Eylül 18

ne oyunlar gördüm de böylesini görmedim. yeğenim ömer çok ısrar etti illa davetimi kabul et diye. sonra benim facebook hesabımdan benim yerime oynadı bile. bi ara göz gezdirdim inanamadım. her oyun da görevler olur. hani tamam adamalrı öldürürsün falan. hapisten kaçaya ya da birni kurtarmaya çalışırsın falan. bunda paran ve gücün arttıkça ki görevlerden bazıları şunlar.. mülke zarar ver, korsan yazılım sat, ev soy... dha kimbilir neler vardır da benim görebildiğim bu. hangi akıllı yaptı ki bu oyunu, o kadar saçma ki. çoluk çocuğun içinde ki kötü tarafımı ortaya çıkarmak amaç nedir yani. çok kötü ya. yazık... aman ömer dedim bunlar yalan, sen sen ol sakın korsan yazılım satma :) bi oynu daha vardı ömerin. onu bğendim. zamaında ilk bilgisayarımız olduğu zamanlardı. ateş diye bi oyun vardı. gerçi belki adı farklıydı da biz öle derdik. saatlerce oynardım. böle hapisten kaçmaya çalışan bi adam vardı. işte adamları öldürüyosun ipuçlarıyla yolu buluyorsun falan. melda hiç oynayamazdı. beni izlerdi hep. tıpkı tek bisiklet varken benim binip onun arkamdan koşması gibi. neler çekmişsin ben mel :) neyse.. ömerin oyunu da bunun gibi bişi. ama gelişmiş olaylar var. yolda bi arabayı durdurup alıyosun mesela arabasını falan. çarpıyosun arabalra. istediğin gibi git süper. benim içimde de biraz var bişiler galiba. masumları öldürttüm çocuğa. şu koşan kızı öldür bakayım falan. ehe.. komikti :)

hep gittik hep gittik. bugün bana gelecek kayınvalidemler. herşeyim hazır. bi tek pilavım kaldı. hele bi sofram dolsun da fotolarla uğraşırım belki. makinalardan o kadar uzak kalmışım ki nerde olduğuna dair bi fikrim bile yoktu. geçen arabada buldum ikisinide. işe de yaradı gerçi. geçen pazar gene bi iftara gidecektik taa gebzeye. e gündüz iş de yok( gerçi iş çok yapan yok) napalım npalım.. yuşa tepesine gidelim dedik. uzak mı uzak ama çıkalım işte derken öğle namazında anca çıkabildik. tabi günlerden pazar. ana baba gününü aşmış bi gün, anababa, ananebabanne, toruntorba. hepsi orda. e tabi arabayı park edecek yer bulmak zor. bulsan da saatler geçeceğinden ve kıt bi zaman da gittiğimizden giremedik. aşağıdan doğru dua okuduk. bi daha görüşmek üzere dedik inşlh.
ordan ilerde anadolu kavağı varmış. uzun zamandır ahmd meth ediyordu. hakkaten bugüne kadr gitmemiş olduğuma şaşırdım. istanbul mu orası yani diye düşünmeden edemedim. boş bi istanbl görmk çok ilginçti. zaten heryer ufak sahil kasabası havasındaydı. bi sürü turist vb. oruçlu da olmamak lazımdı. güzel balıkçılar vardı. sanırım motorla da gidiliyor. tavsiye ederim. tepe de ki kaleye çıktık. manzara muhteşemdi. marmara bitip karadeniz başlıyormuş. çok hoşuma gitti. keşke daha zaman olsaydı da böle kalenin tepelerine oturmuş turist sevgililer gibi oturup öle bakıp dursaydık. bide tabi keşke fotomakinalarının şarjları bitmeseydi. bi dahakine oldukça hazırlıklı gidelim inşlh.
daha da ilerisi anadolu feneriymiş. fakat acelemiz olduğundan gidemedik ve döndük. giderken sahilden gitmiştik. baya uzundu yol. fakat dönüşte temden bastırıp gelirken yarım saat sürdü yol sadece. şaşırdım. sevindim. ben kızlarla gelirim buralara dedim. ahmd ters baktı :) neyse :))
makinalaar hala arabada olduğundan fotoğraf gösteremiyorum. tabi bu günkü soframın fotosunu çkebilmem için arabadan almam gerekiyor makinaları. bakalım üşenmezsem...
pazar gün de misafirim var. bu haftaya özel bi menu hazırladım ve bu hafta kim gelse aynı şeyi yicek :) tabii ki yenilerini yapıcam :) ama ne yapsam derdi yok. tamamen aynı. hatta mutfakta ki kara tahtamın fotosu iyi gider. 2 kere mantar çorbası 2 kere püre falan yazıyor:)
bugün ilk defa oruç tutamadım. ilk zamanlar daha iyi gidiyordu gibi sanki. sanırım daha çok yiyordum sahurda. ama şimdilerde canım bişi çekmiyor. o yüzden saat 12-1 gibi midem kazınıyor fena oluyorum. belki de tutmamam gerekiyor acıkıyor mu oğluşum bilmiyorum ama depoda bol var diyerek avutuyorum kendimi. umarım iyidir oğlum. bugün alt kat komşum oruç tuttuğumu duyunca salaksıın? dedi :) ama kötü düşünmeyin. rus kendisi pek bilmior ne denir falan. zaten bi anlasam :) bugün yanımda tlfda rusça konuştu daha mı anlaşılırdı sanki :)) neyse.. :) tabii sırf çocuk için dedi. dininde imanında çok şükür :)
dün ev de tek başıma iftar yaptım. ahmdnin şirkette yemeği vardı. ev de çok işim olmasa esleeem seni arıcaktım iftar yapalım beraber diyeee :) ama işim vardı zaman olmadı işte. uf çok yazmışım galiba. en iyisi gidip pilav yapmak. daha sonra görüşüz...
fonda... adı lazım değil baş harfi ben... birileri bi ara baş harfi mer diye şey ettiydi :)
neyse.. bende seniydi :)
ya biri deyince aklıma geldi. hani şmdilerde bi ınternet olayı çıktı biri diye. ya o bizim lafımızdı. biri kelimsini önce biz kullanmıştık ahmdle. hatta hilal ablamla en çok kullanırız. mesela bi iş mi var ortada yapılacak. biri kalksa da çay koysa der mesela ablam. ben de seslenirim. biriiii gelsenee diye. şimdilerde ahmdle de yapıyorz. tabi hep o biri ben oluyorum. olsun da konu şu ki.. telif ücreti almalıyız biz :)

Perşembe, Eylül 11

ne de çabuk geçiyor zaman deil mi? ramazan bile geçiyor haberimiz yok. 1. haftası geçti bitti bile.
ramazan öncesinde korkularım vardı. ilk ramazanımızdı, ve ben acaba ne yemek yapıcaktım. aslında normalde ne yapıyorsak oydu ama ne bilyim korktum işte. sorup durdum ahmete ne yapsak, sahurda ne yersin falan fialn diye. gerçi onu alışkanlıklarından vazgeçirip kendime bağlayabildim ama olsundu önemliydi gene istediği :) neyse.. korkmama gerek yokmuş. çok rahat geçiyormuş meğer ramazan. oruçta tutabiliyorum yemekte yapabiliyorum. gerçiiii... :) daha sadece 1 gün yiyebildik evimizde adamakıllı. hergün biyere gittik, e eve de tam yerleşememiş olduğumdan. davet bile ettirdik kendimizi :) yani bizi davet etmek isteyen varsa kapıları hep açık olsun, biz hazırız :) hem çok sevap oruçluya iftar yaptırtmak :) amaç sırf sevap kazandırtmak :)
sonra bide pufpufpufuduk pideler çıktı. pidesiz bi ramazan ıı ne biliyim ütüsüz gömlk gibidir :p düşünülemez. bunu söylediğimde ahmd uf sıra falan olur şimdi hep dedi. hı? dedim. ayıptır sölemesi fırınımız olduğundan hiç sıra falan görmemişim ben. hatta ararız getirirler falan yani :) dün ben çıktım pide almaya allahtan yoktu sıra. yoksa nasıl beklerim aa.. :)
sanki eskiden ramazan programları daha güzeldi. engin noyan vardı, ne güzeldi. gene var ama bizde hilal tv yok. o yüzden muhtelif kanallarda gezer oldum ahmdi beklerken dün. inanırmısınız en güzeli trtdeki programdı. hoş anlatımlar vardı. e ne de olsa türkiye finans sponsoruymuş :) yani program bizim sayılır. programda bi bölüm yapmışlar. millete soru soruyorlar. hz. Muhammedle karılaşsanız ne derdniz ne yapardınız? ama süper olmuş. çünkü gdip atıorum bi tek fatihte değil istanbulun birçok farklı kesiminden insana sormuşlar. metrocitynin önünde bi genç kız hiç bi şey sormam evet evet sormam dedi gurur veren bi edayla mesela. sonra bir başka kız beni inandır derdim dedi. sonra parkta 12 yaşlarında bi çocuk ki annesi izin vermiyo ve destek arıyor _ hiç saçlarını uzatmış mı diye sorardım. dedi. işte çocuk aklı. bi diğer çocuk aklıda ki muhtemelen babası futbol çok izliyo ve durumları kötü. ii bi futbolcu olup aileme bakmak isterdim dedi. Allah gönlüne göre versin ne diyim. işte öle...

 
web analytics
nolmuş?